Yoğun olarak Donald Trump’ın Amerika Birleşik Devletleri başkanı olarak seçilmesi ile gündeme gelen ve nihayetinde 2016 yılında Oxford Dictionary tarafından yılın sözcüğü olarak ilan edilen hakikat ötesi (post-truth), muğlak bir gerçekliği yeniden, ancak bu sefer daha güçlü bir biçimde gündeme gelmesini sağlamıştır. Bu kavram dikkatleri somut delillerin ve uzmanlıkların gücünün zayıfladığı, duyguların en kuvvetli deliller olarak sayıldığı bir hakikat rejimine çekmektedir. Hakikat ötesi kavramı temelde kamuoyundaki önemli bir dönüşüme karşılık gelmektedir. Artık insanlar siyasiler tarafından aldatılan pasif gruplar olmaktan çıkmış, yalanlara ortak olmaya başlamışlardır. Duyguların insanları etkilemede mantığın önüne geçtiği bu düşünce sistemi, sosyal medya ortamında daha da güçlenmiştir. Bu makalede hakikat kavramından yola çıkılarak, yalan, hakikat ötesi ve sosyal medyanın etkileşimini takip eden bir izlek üzerinden sosyal medyanın hakikat ötesi rejimin inşasındaki rolü ile hakikat ötesi düşünce sisteminin sosyal medyanın etkisini artıran özelliklerini ortaya koymak amaçlanmıştır. Sosyal medyanın hakikat ötesi düşünce sistemi üzerindeki etkisi konusundaki akademik mutabakata ek olarak hakikat ötesi düşünce sisteminin de sosyal medyanın etkisini artırdığı savunulmaktadır. Değişen kamuoyu, logosun itibarsızlaşması, duygulanım gerçekliği ve uzman karşıtlığı bu karşılıklı etkileşimde merkezi konuma sahip olmuşlardır.
Hakikat Hakikat Ötesi Sosyal Medya Alternatif Gerçek Kamuoyu
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Halkla İlişkiler |
Bölüm | Derleme Makale |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 27 Aralık 2021 |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2021 |
Gönderilme Tarihi | 1 Haziran 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Sayı: 11 |
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License.