“Kültür endüstrisi” terimi ilk defa Frankfurt Okulu düşünürleri Theodor W. Adorno ve Max Horkheimer tarafından 1947 yılında yayınlanan Aydınlanmanın Diyalektiği’nde kullanılmıştır. Kavram kültür ve sanat ürünlerinin metalaştıran standartlaşmış ve rasyonelleşmiş bir üretim sistemini ifade eder. Bu sistemin ürettiği “bayağı” ve standart kültürel metaların tüketimi kitlelerin “boş zamanlarını” çalışma yaşamının uzantısı haline getirir. Böylece kitleler çalışma yaşamı dışında da “yabancılaşma” ve “şeyleşmeye” maruz kalır. Adorno ve Horkheimer kültür endüstrisini sinema, radyo, televizyon, gazete, dergi gibi geleneksel medya araçları üzerinden tanımlar. Oysa günümüzde bilgisayar ve internet teknolojilerinin gelişmesiyle ortaya çıkan “yeni medya”, geleneksel medya araçlarını da işlevsel olarak kapsayacak şekilde bir kültür endüstrisidir. Günümüzde “yeni medya”, kültür endüstrisi üzerine yapılan akademik çalışmalarda dikkate alınmakla birlikte “yeni medya”nın ürünü olan ve bireylerin internet aracılığıyla oluşturdukları ya da dâhil oldukları toplulukları ifade eden “sanal cemaatler” bu kapsamda dikkate alınmamaktadır. Sanal cemaatler ve kültür endüstrisi ilişkisine odaklanan bu çalışmada “yabancılaşma”, “şeyleşme”, “üre-tüketici” kavramları kullanılarak sanal cemaatlerin kültür endüstrisi ürünü oldukları ileri sürülecektir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Aralık 2022 |
Gönderilme Tarihi | 26 Nisan 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Sayı: 13 |
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License.