21. yüzyıl teknolojinin olduğu kadar hızlı toplumsal değişimlerin de tarihi olarak dikkat çekmektedir. Tarihsel süreçte gelişmenin, çağdaşlaşmanın önemli bir ifadesi olarak batılılaşma olgusu insan hakları ve ifade özgürlüğünün önemli bir kapsayanı olarak kabul görmektedir. İlk kitle iletişim aracı olarak gazetenin 17. yüzyıldan itibaren insanlara ulaşmaya başlaması, ifade özgürlüğünün kitleler üzerinde genişleyen etkisini gündeme getirmiştir. Takip eden 300 yıl boyunca kitlelere ulaşma araçları sürekli gelişmiş ve çeşitlenmiştir. Özgürlüklerin sınırları her ne kadar toplumdan topluma değişiklikler gösterse de; kazanımlar, insan hakları, bilgi edinme hakkı ve ifade özgürlüğü kavramlarıyla evrensel bir gereklilik olarak kabul edilmiştir. Önemli kırılma noktası ise, 5. güç olarak nitelenen internetin kitlelere ulaşmada benzeri görülmemiş gücü ve işlevidir. İnsanların ilk kez bir mecrada üretici konumuna geçmesiyle bir medya mecrası “sınırsızlığın” getirdiği yeni sorunlarla yüzleşmiştir; internet demokratik bir ortamın sürdürülmesinin teminatı olamamıştır. Bu çalışmada dünya genelinde batı ülkelerinin gelişmişlik seviyesine ulaşılmasını ifade eden batılılaşmanın, zenginleşen mecralarla nasıl tecrübeler ortaya koyduğu ve adeta bir vahşi batı ortamına dönüşerek nasıl bir tehlike alanı haline geldiği irdelenmiştir. Çalışma, sosyal medya üzerine önemli perspektifler sunarken, insan yaşamının kutsallığının söz konusu platformların sınırsız özgürlüğü kadar önemli olduğunu göz önüne getirmeyi amaçlamaktadır. Bu çalışma, okuyucuları sosyal medyaya dair bir tartışmaya davet etmektedir.
Batılılaşma Vahşi batılılaşma Sosyal medya İnsan hakları İfade Özgürlüğü
The 21st century draws attention as the history of rapid social changes as well as technology. The phenomenon of westernisation as an important expression of development and modernisation in the historical process is accepted as an important scope of human rights and freedom of expression. The fact that the newspaper, as the first mass media, began to reach people in the 17th century brought the expanding effect of freedom of expression on the masses to the agenda. During the following 300 years, the means of reaching the masses have continuously developed and diversified. Although the limits of freedoms vary from society to society, the gains have been recognised as a universal necessity with the concepts of human rights, the right to information and freedom of expression. The important breaking point is the unprecedented power and function of the Internet, which is characterised as the 5th power, in reaching the masses. With people becoming producers in a medium for the first time, a media medium has faced new problems brought about by ‘limitlessness’; the internet has not been able to guarantee the maintenance of a democratic environment. In this study, it is examined how westernisation, which means reaching the level of development of western countries worldwide, has revealed experiences with enriched media and how it has become a danger area by turning into a wild west environment. While offering important perspectives on social media, the study aims to bring to the fore that the sanctity of human life is as important as the unlimited freedom of these platforms. This study invites readers to a discussion on social media.
Westernisation Wild westernisation Social media Human rights Freedom of expression.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | İnternet, Medya Okuryazarlığı, Yeni Medya |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2025 |
Gönderilme Tarihi | 6 Eylül 2024 |
Kabul Tarihi | 23 Haziran 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Sayı: 18 |
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License.