This paper aims to critically examine the nature of the dual use of generative AI in the modern information ecosystem. While AI offers powerful tools for communication and creativity, it also poses a serious challenge as it facilitates the production of ultra-realistic synthetic media, from fabricated texts to deepfake content. It is argued that the primary threat extends beyond simple deception to a more corrosive secondary effect, the so-called “Liar’s Dividend”, which undermines the foundation of evidence-based truth. Technological countermeasures, such as detection and provenance systems, have been developed, but they appear to be in an asymmetrical arms race with productive technologies. This paper argues that a purely technical solution is inadequate and argues instead for a holistic approach that combines limited technical interventions with robust policies, international regulatory frameworks and a renewed societal commitment to critical media literacy to navigate the emerging post-truth landscape.
Artificial Intelligence Communication Synthetic Media Disinformation.
Bu çalışma, modern bilgi ekosisteminde üretken yapay zekanın ikili kullanımının doğasını örneklerle eleştirel bir şekilde ele almayı amaçlamaktadır. Yapay zeka, iletişim ve yaratıcılık manasında güçlü araçlar sunduğu gibi uydurma metinlerden derin kurgu (deepfake) içeriklere kadar ultra gerçekçi sentetik medya üretimini kolaylaştırması sebebiyle ciddi bir zorluk teşkil etmektedir. Birincil tehdidin basit aldatmacanın ötesinde, kanıta dayalı hakikatin temelini baltalayan “Yalancının Kâr Payı” olarak adlandırılan daha aşındırıcı, ikincil bir etkiye uzandığı görüşü savunulmaktadır. Tespit ve köken sistemleri gibi teknolojik karşı önlemler geliştirildiği gibi bunların üretken teknolojilerle asimetrik bir silahlanma yarışı içinde olduğu gözlemlenmektedir. Bu yazı, tamamen teknik bir çözümün yetersiz olduğunu iddia etmekte ve bunun yerine, ortaya çıkan hakikat sonrası manzarada yön bulmak için sınırlı teknik müdahaleleri sağlam politikalar, uluslararası düzenleyici çerçeveler ve eleştirel medya okuryazarlığına yönelik yenilenmiş bir toplumsal taahhütle birleştiren bütüncül bir yaklaşımın gerekliliği öne sürmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Yeni Medya |
Bölüm | Görüş |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2025 |
Gönderilme Tarihi | 16 Mayıs 2025 |
Kabul Tarihi | 22 Haziran 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Sayı: 18 |
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License.