Kapitalist
üretim biçimi içinde emeğin konumu, emeğin bu sistem içinde işleyiş tarzı konusunda
Marx’ın geliştirdiği soruşturma, büyük ölçüde, Hegel’in etkisini taşır. Bu
etkiyi, Marx’ın, basit biçimde, Hegel’ci bir düşünür olması, Hegel felsefesini
eleştirisiz bir yaklaşımla benimseyip sürdürmesi tarzında anlamıyoruz. Marx,
Hegel’in kimi çözümlemelerini ödün vermez bir dikkatle eleştirmiştir. Ancak bu
eleştiri, Hegel’i derinden anlamış, Hegel’in yüce düşüncesinin gerektirdiği
düşünsel sınavı sabırla göğüslemekten kaçınmamış bir bilincin eleştirisidir. Bu
tür bir bilincin hedef olduğu etkiden söz etmek istiyoruz. Hegel, 19cu yüzyıl
yenilikçi, eleştirel, devrimci düşüncenin emek ve üretime yüklediği sonsuz, ulvî diyebileceğimiz, felsefî değeri en
yetkin biçimde kavramsallaştırmış düşünürdür. Bu yeni emek, dolayısıyla üretim
kavramının özgün içeriğini anlayabilmek için, Hegel’in “özne” kavramını ne
tarzda anlayıp işlediğini incelemek gerekir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 4 Sayı: 2 |