Tek parti dönemi imparatorluk bakiyelerinden ayrılarak milli kimlik üzerinden izlenecek yeni bir ideoloji benimsendi. Yeni politik tavır etnik farklılıktan doğu bölgesinde kendini daha çok hissettirdi. 1930’lardan sonra parti müfettişleri doğu bölgesiyle ilgili rejimin arzuladığı toplum mühendisliğine ulaşmak için farklı içerikte raporlar hazırladılar. Bu raporlardan en önemlilerini Fevzi Kalfagil, İhsan Olgun, Hasip Aytuna’nın Van Gölü havzasıyla ilgili hazırladığı metinler oluşturdu. Muhteviyat açısından raporlar çok farklı başlıklar içerse de merkezi yönetimin arzuladığı şekilde ağırlıklı olarak etnik kimliklerin benzeşmesi formülasyonunu içerdi. Bölgede uygulanan milli-kimlik siyasetinin en önemli saç ayaklarını, önem sırasına göre Kürtler, Yahudiler (Museviler), Ermeniler teşkil etti. Milli-kimlik siyasetinin en önemli basamağını Türkçe konuşmak/konuşturmak olduğundan toplu okullaşma projesi rejimin en önemli argümanlarından biri haline geldi. Gereken durumlarda havzada eğitim olan öğrencilerin İç Anadolu Bölgesi’ne gönderilerek temsilin hızlanması yönünde öneriler ve benzeşmeyi/kaynaşmayı sağlamak adına rejimle uyuşmayan İslami esasların referans alınması rejimi temsil eden kadroların kendi iç dünyalarında bu işi nasıl kutsallaştırdıklarını göstermekteydi. Çalışmamızda rejim tarafından kutsiyet atfedilen bu politik tavrın Van Gölü havzasında nasıl bir karşılık bulup bulmadığını tartışmayı amaçladık.
A new ideology was adopted that would be followed through national identity by separating from the remnants of the single-party empire. The new political attitude made itself felt more in the eastern region due to ethnic differences. After the 1930s, party inspectors prepared reports with different content in order to achieve the social engineering desired by the regime regarding the eastern region. The most important of these reports were the texts prepared by Fevzi Kalfagil, İhsan Olgun, and Hasip Aytuna regarding the Lake Van basin. Although the reports contained very different titles in terms of content, they mainly included the formulation of the similarity of ethnic identities as desired by the central administration. The most important pillars of the national identity politics implemented in the region were, in order of importance, Kurds, Jews and Armenians. Since the most important step of the national identity politics was to speak/make people speak Turkish, the mass schooling project became one of the most important arguments of the regime. Suggestions to speed up representation by sending students who are receiving education in the basin to the Central Anatolia Region when necessary and to reference Islamic principles that are incompatible with the regime in order to ensure similarity/integration showed how the cadres representing the regime sanctified this work in their inner worlds. In our study, we aimed to discuss whether this political attitude attributed to holiness by the regime found a response in the Van Lake basin.
| Birincil Dil | Türkçe |
|---|---|
| Konular | Göç, Etnisite ve Çok Kültürlülük Sosyolojisi |
| Bölüm | Araştırma Makalesi |
| Yazarlar | |
| Gönderilme Tarihi | 10 Nisan 2025 |
| Kabul Tarihi | 1 Ekim 2025 |
| Erken Görünüm Tarihi | 2 Kasım 2025 |
| Yayımlanma Tarihi | 30 Ekim 2025 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Sayı: Van Gölü Havzası Özel Sayısı |
Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.