“Fatal kadın” diye adlandırılan kışkırtıcı ve yıkıcı kadın tipi ise cinsel fetişizmin 19.Yüzyıl Fransız Edebiyatındaki temsilcisidir. Fetişist bedenin onu arzulayan insanlar üzerindeki tahripkâr gücünü birçok yazar romanlarında göstermişlerdir. Balzac Sönmüş Hayaller ve Fahişelerin İhtişamı ve Çöküşü’nde ve Zola ise Tazı Payı ve Nana’da kadın bedeninin erkekler üzerindeki korkunç gücünü gözler üzerine sermişlerdir. Endüstri devrimiyle güçlenip aristokrat sınıfıyla neredeyse aynı seviyeye ulaşan kentsoylu erkekler, paralarıyla her şeyi sınırsızca elde edebilecekleri kanısındaydılar. İkiyüzlü olan bu insanların gözünde kötü yola düşmüş bir kadın parayla satın alınabilen bir metadan başka bir şey değildi. Fakirlik ya da yanlış eğitim yüzünden kötü yola düşen genç kızların bedenleri, toplumun hemen her kesiminin erkeklerinin kullandıktan sonra bıkıp attıkları meta haline dönüşmüştür. Ünlü natüralist yazar Emile Zola’nın Nana’sı, kışkırtıcı ve tahripkâr kadın tipini çok güzel bir şekilde işleyen bir yapıttır. Anne-babasından geçen kalıtımsal kötü huylar, eğitimsizlik ve fakirlik yüzünden kötü yola düşen Nana, güzel vücudunun gücünü kullanarak erkekleri ayartıp, tüm varlıklarını sömürerek kentsoylu toplumundan öcünü alır. Bu çalışmada 1880 yıllarının İkinci İmparatorluk Dönemi (Second Empire) Fransa’sının bu yarasına adeta bir sosyolog gibi parmak basan Emile Zola’nın kahramanı Nana’nın hangi yöntemlerle erkekleri kendine cezbedip sonra da onların sonunu hazırladığını göstermeye çalışacağız. İncelememizde tematik yaklaşım yöntemini kullanacağız.
Birincil Dil | Fransızca |
---|---|
Bölüm | Tam Sayı |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 26 Eylül 2018 |
Gönderilme Tarihi | 13 Haziran 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Sayı: 41 |
Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.