Hemen her topluluğun edebiyatında görülebilen kıskançlık teması, Türk
edebiyatında, özellikle dîvân şiirinde oldukça ağırlıklı bir yere sahiptir. “Kıskançlık”
kelimesi kapsamında ifadesini bulmuş olarak hased kavramından namus anlayışına
kadar kıskançlığa dair pek çok farklı duruşun şiire dökülmüş halini, klasik
edebiyatımızda görebilmekteyiz. Bilhassa âşık, sevgili ve rakip üçgeni arasındaki
ilişkide karşımıza çıkan kıskançlık duygusu, en fazla âşığın rakibe yönelik hislerini
karşılar. Söz konusu temayı, dîvân şiirimizde, genel bir tasnifle dört ayrı sahada
değerlendirmemiz mümkündür: Sevdiğini kıskanma, rakip şairi kıskanma, “öteki”
ni kıskandırma ve tasavvuftaki gayret kavramına işaret edici kıskanma. Her
biri için daha detaylı ve müstakil araştırmalara imkân tanımak istidadındaki bu
dört alanı tespit, bu makaleye temel oluşturmaktadır. Bu yazıda, kıskançlık temasının
yalnızca dîvân şiirindeki işleniş tarzları üzerinde durulmuş olduğuna dikkat
çekerek aynı konunun âşık-saz edebiyatında ve Tanzimat’tan sonraki dönemlerin
edebiyatlarında da araştırılabilir bir saha olduğunu belirtmeliyiz. Sonuç itibariyle,
bu çalışmada -makale sınırları içinde kalınarak- ilgili metinlerden seçilmiş örneklerle
kıskançlık kavramının klasik şiirimizdeki yansımalarına dikkat çekilmesi ve
daha kapsamlı bilimsel çalışmalara yol açılması hedeflenmiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Tam Sayı |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Eylül 2019 |
Gönderilme Tarihi | 8 Mart 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Sayı: 45 |
Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.