Left deep marks on Turks’ (in Turkestan) religious and sufistic lives, and also their Islamic perceptions, Pir-i Turkestan Khoja Ahmad Yasawi, no doubt, had an impact notedly on belief and sufi world of Anatolian geography, as well. As a matter of fact, it is not quite possible to mention another sufi who was well known in such a vast geography - from East Turkestan to the Balkans. For this reason, Kohja Ahmat Yasawi’s thoughts and life have been a subject of opinion/discussion for a long time for academicians and researchers both in different countries of Turkestan and Anatolia.
However, when it comes to the Iranian field, a different situation is encountered. As is known, Sufism studies in Iran have a deep history among European and Iranian researchers. The fact that the mentioned geography contains within its borders a part of Historical Khorasan, one of the centers of Sufism and that it hosts many Sufis and Sufi sects, has made the mentioned geography a center of attraction for Sufism researchers in every period. Although Ahmet Yesevi's name is mentioned in the chronicles found in Iran and generally belonging to the Middle and Modern Ages, Ahmet Yesevi's name was not included in the early stages of the current ideological historiography in Iran and the Sufi studies influenced by this. In the last other periods, it is possible to see a search for an Iranian root for his personality and the world of Sufi thought.
Türkistan’daki Türklerin dinî ve tasavvufî hayatına ve ayrıca İslam algılarına derin izler bırakan Türkistan’ın Piri Ahmet Yesevi, hiç şüphesiz ki Anadolu coğrafyasının inanç ve tasavvuf dünyasını da kökten etkilemiştir. Nitekim Türk-İslam tasavvuf tarihinde, böylesine geniş bir coğrafyaya -Doğu Türkistan’dan Balkanlara kadar- ünü yayılmış ve şöhreti duyulmuş başka bir mutasavvıftan bahsetmek pek mümkün değildir. Bu sebepten ötürü Hoca Ahmet Yesevi’nin düşünceleri ve hayatı gerek Türkistan’ın farklı ülkelerinde gerekse Anadolu’daki akademisyen ve araştırmacılar için uzun zamandan beri mütalaa konusu olmuştur.
Ancak söz konusu İran sahası olduğunda farklı bir durum ile karşılaşılmaktadır. Malum olduğu üzere İran’da tasavvuf araştırmaları, Avrupalı araştırmacılar ve İranlı araştırmacılar nezdinde derin bir geçmişe sahiptir. Mezkûr coğrafyanın tasavvufun merkezlerinden olan Tarihî Horasan’ın bir kısmını sınırları içerisinde barındırması, birçok sufiye ve tasavvufi tarikatlara ev sahipliği yapması, anılan coğrafyanın her dönem tasavvuf araştırmacıları için bir cazibe merkezi haline gelmesini sağlamıştır. Her ne kadar İran’da bulunan ve genelde Orta ve Yeni Çağ’a ait olan kroniklerde Ahmet Yesevi’nin ismi geçse de İran’da rayiç olan ideolojik tarih yazımı ve bunun etkisinde kalan tasavvuf araştırmalarının ilk evrelerinde Ahmet Yesevi’nin adının yer almadığı, son dönemlerde ise şahsiyeti ve tasavvufi düşünce dünyası için İranî bir kök arayışını görmek mümkündür.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Alawism Bektashism Studies |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 30, 2023 |
Submission Date | November 6, 2023 |
Acceptance Date | December 4, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 Volume: 7 Issue: 3 |
This work is licensed under Attribution-NonCommercial 4.0 International