Within the context of urban intervention as a translational activity, this paper aims to discuss street art in the context of the polymorphous translation practices which “enact concrete, physical interventions that transform and redefine the urban experience” (Suchet ve Mekdjian, 2016). Interventions of street artists as forms of translation practices could be analysed within the context of translation as a “shift from one way of speaking, writing about and interpreting the world to another” (Cronin, 2006) as well as the context of “interpreting the objects of the world as ‘source texts’ with which we each can and should engage as it is with the communication of this interpretation towards an eventual audience” (Maitland, 2017). Street art in Istanbul started, mostly in the form of graffiti, in the late 1980s, however, both works, and artists remained underground until the 2000s. Then recently, street art has become a significant component of the language and semiotic landscape of Istanbul as well as an instrument of intervention that serves for transforming social and cultural texture of the urban space. Understanding interventions of street artists as forms of translation, and the artists as cultural mediators propose a novel dimension to the discussions regarding the translational city. Examining the examples of street art from the districts of Karaköy and Kadıköy, this paper aims to discuss that street art introduced the city to an unfamiliar type of performance and production, and thus oriented urban space and culture towards a new understanding.
street art translational city urban intervention cultural mediators
Bu çalışma, sokak sanatını kentsel müdahalenin çeviri etkinliği olarak kavramsallaştırılması bağlamında kentsel deneyimi dönüştüren ve yeniden tanımlayan somut, fiziksel müdahaleler ortaya çıkartan (Suchet & Mekdjian, 2016) çok biçimli çeviri uygulamaları yaklaşımıyla tartışmayı amaçlamaktadır. Sokak sanatçılarının müdahaleleri çeviri biçimleri olarak; bir tür konuşma, yazma ve dünyayı yorumlama biçiminden diğerine doğru gerçekleşen bir yer değiştirme (Cronin, 2006) bağlamında incelenebilmekte aynı zamanda da dünyaya ait nesnelerin her birimizin meşgul olabildiği ve olması gereken kaynak metinler olarak yorumlanması ve bu yorumun nihai bir alıcıya iletilmesi (Maitland, 2017) yaklaşımıyla tartışılabilmektedir. İstanbul’da sokak sanatı 1980’lerin sonlarında çoğunlukla grafiti biçiminde görülmeye başlanmış ancak 2000’li yıllara kadar hem yapılan işler hem de sanatçılar büyük ölçüde yeraltı olarak kalmıştır. Son yıllarda ise sanat, sokakta kentin dilsel ve göstergesel alanının önemli bir bileşeni halini almış, bununla birlikte kent mekânının sosyal ve kültürel dokusunun dönüşümünde rol oynayan bir müdahale aracı olarak görünürlük kazanmıştır. Sokak sanatçılarına ait müdahalelerin çeviri biçimleri, sanatçıların da kültürel aracılar olarak anlaşılması çeviri kent bağlamında yeni bir tartışma alanı oluşturmaktadır. Bu çalışmada çeviri kent bağlamında sokak sanatı, kenti alışıldık olmayan bir üretimle tanıştırarak kent mekânını ve kültürünü yeni bir anlayışa ve deneyime doğru yönlendirmek yoluyla kent mekânında somut dönüşüm yaratan bir uygulama olarak Kadıköy örneği üzerinden tartışılacaktır.
çeviri çeviri kent kentsel müdahale sokak sanatı kültürel aracılar
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Dil Çalışmaları |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Sayı: 31 |