Bu çalışma, Cermen-İskandinav anlatı geleneğinde yer alan Gunnarr Gjúkason’un ölüm sahnesinde çalgı çalması motifini, mitolojik, kültürel ve ritüel boyutlarıyla çok katmanlı bir analiz çerçevesinde ele almayı amaçlamaktadır. Gunnarr, Völsunga Saga’da Sigurðr Fáfnisbani’nin kayınbiraderi olarak görünmekte ve ilk etapta ikincil bir karakter izlenimi uyandırsa da, özellikle Atlakviða gibi farklı varyantlarda dramatik ve sembolik yükü yüksek olan merkezi bir figüre dönüşmektedir. Gunnarr’ın karakteri tarihsel bir kişi olmaktan ziyade, mitolojik bilinç düzeyinde anlam yüklenmiş, sembolik bir aktör olarak yorumlanmaktadır. Anlatıya göre Gunnarr, Hun kralı Atli (Attila) tarafından yılan dolu bir çukura atılır. Anlatı varyantlarında farklılık göstermekle birlikte Gunnarr’a bir arp (ya da lir) verildiği, onun da elleri bağlandığı için bu çalgıyı ayak parmaklarıyla çaldığı aktarılmaktadır. Çaldığı müzikle yılanları uyutan Gunnarr, geçici bir kurtuluş anı yaşasa da, nihayetinde yılanlar tarafından sokularak öldürülür. Bu çalışma, söz konusu motifin yalnızca dramatik bir sahne veya kahramanlık göstergesi olmadığını, aynı zamanda eski Şamanist inanç sistemlerinin bir iz düşümü olduğunu öne sürmektedir. Şamanizm’de müzik yalnızca bir estetik öge değil, ruhlar ve tanrılar âlemiyle iletişim kurma, esrime hâline geçme ve ayinsel rehberlik sağlama amacıyla kullanılmaktadır. Sibirya Şamanları arasında yapılan etnografik gözlemler, çalgıların, Şamanın öte âleme geçişini mümkün kılan birer sembolik araç olduğunu ortaya koymuştur. Bu bağlamda müzikle ölümüne karşı koyma çabası, Hristiyan teolojik düşüncesiyle bağdaşmamaktadır. Aksine kader karşısında doğaüstü güçlerle son bir temas kurma çabası, hatta bir tür Şamanist ölüm ritüeli icra etme girişimi olarak değerlendirilebilir.
This study aims to examine the motif of Gunnarr Gjúkason’s pre-death musical performance within the Germanic and Scandinavian narrative tradition through a multi-layered analytical framework that encompasses its mythological, cultural, and ritual dimensions. Although Gunnarr initially appears in the Völsunga Saga as the brother-in-law of Sigurðr Fáfnisbani and seems to be a secondary character, he transforms into a central and symbolically charged figure in other narrative variants, including Atlakviða. Gunnarr is not regarded as a historical individual but rather as a mythicized figure and a ritual agent endowed with symbolic significance. According to the narrative, Gunnarr is thrown into a pit filled with snakes by the Hun king Atli (Attila). In several versions of the tale, Gunnarr is given a harp (or lyre), which he plays with his toes because his hands are bound. By playing music, he manages to lull the snakes to sleep temporarily, experiencing a fleeting moment of relief, yet he ultimately dies from the snakes’ bites. This study argues that this motif should not be understood merely as a dramatic scene or a gesture of heroism but as a reflection of ancient Shamanistic belief systems and cosmological concepts. In shamanic traditions, music does not serve merely an aesthetic function but acts as a medium for communicating with the spirit world, inducing trance, and guiding ritual transitions. Ethnographic observations among Siberian Shamans demonstrate that instruments are symbolic tools that enable the Shaman to cross into the otherworld. From this perspective, Gunnarr’s musical resistance to death would be incompatible with Christian theological thought. In contrast, this act can be interpreted as an attempt to engage in a final communication with supernatural forces, functioning as a kind of death-ritual performance.
| Primary Language | Turkish |
|---|---|
| Subjects | Medieval Literature, Pre-Islamic Turkish History, Turkish Savannah Culture, Medieval Folk Culture |
| Journal Section | Research Article |
| Authors | |
| Submission Date | July 1, 2025 |
| Acceptance Date | December 7, 2025 |
| Publication Date | December 26, 2025 |
| Published in Issue | Year 2025 Volume: 8 Issue: 2 |
Articles published in Ortaçağ Araştırmaları Dergisi are licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License (CC BY-NC 4.0). Ortaçağ Araştırmaları Dergisi provides immediate open-access to its content, reflecting its conviction in advancing global knowledge exchange. The opinions presented in the articles are the sole responsibility of their respective authors and do not present the view or opinions of Ortaçağ Araştırmaları Dergisi. Terms of Use & Privacy Policy