Hristiyanlık din olarak gelmiş ve ilk ortaya çıktığı andan itibaren iktidar ile mücadele içerisinde olmuştur. İnsanların yeni dine inanması iktidar güçleri tarafından hoş karşılanmamıştır. Yeni dinin kurumsallaşması ve kilisesinin kurulmasıyla, Hristiyanlar kendilerini daha güçlü ifade edebilme imkânı bulmuşlar ve güçlenmişlerdir. Hristiyanlık, devlet dini olmayı başarmış ve büyük Roma Katolik kilisesi ortaya çıkmıştır.
Hristiyanlığın devlet dini olması ve güçlenmesi, dini bir anda toplumda her şeyin merkezine oturtmuştur. Din ve devlet arasındaki mücadele boyut değiştirerek, Kilise ve devlet gibi iki kurumsal yapı arasında yaşanmaya başlamıştır.
Fransız ihtilali sonrası Avrupa’da başlayan anayasacılık hareketleri, başta din ve vicdan özgürlüğü olmak üzere, temel haklar ve özgürlükler tartışılmasına sebep. Her ülke, hem Reform dönemini ve sonrasında yaşanan dönemi farklı tecrübelerle yaşamıştır. Anayasacılık hareketlerinde bu tecrübenin etkisi büyük ölçüde hissedilen Fransa ve Almanya’da din ve vicdan özgürlüğü alanında kendi modelini oluşturmuştur.
Anayasa Din Özgürlüğü Vicdan Özgürlüğü Laiklik Ayrılık Modeli İşbirliği Modeli Almanya Avrupa İnsan Hakları.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hukuk |
Bölüm | ARAŞTIRMA-İNCELEME |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 18 Mayıs 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Sayı: 66 |