Bu makale, Türk halk anlatısı Abdullah Han Hikâyesi’nin ekofolklorik bir analizini sunarak, hikâyenin insan, hayvan ve doğa güçleri arasındaki sembolik etkileşimler aracılığıyla geleneksel ekolojik bilgiyi, ahlaki değerleri ve ilişkisel etiği nasıl etkilediğini ortaya koymaktadır. Ekofolklorun kuramsal çerçevelerine dayanarak yapılan bu çalışmada doğanın yalnızca bir ortam olarak değil, ahlaki eğitim, sınama, iyileştirme ve dönüştürme aracı olarak nasıl işlev gördüğü anlatılmıştır. Anlatı yapısı, hayvan sembolizmi, mevsimsel döngüler ve ritüel uygulamalarının yakından okunması yoluyla çalıştığımız makale, Abdullah Han’ın ekolojik tevazu, karşılıklılık ve dayanıklılığı temsil eden bir figür olarak ekofolklorik bir arketip olarak anlaşılması gerektiğini savunmaktadır. Her bölüm, vahşi doğaya inisiyasyon, insan olmayan varlıklarla akrabalık, karşılıklılık etiği ve döngüsel olarak toplumsal ve kozmik düzenle yeniden bütünleşme gibi kilit temaları incelemektedir. Bu sözlü gelenekte gömülü olan ekolojik bilinci yeniden ortaya çıkaran çalışma; folklor, çevresel beşeri bilimler ve kültürel sürdürülebilirlik alanlarındaki daha geniş tartışmalara katkıda bulunarak, ekolojik kriz çağında etik bir arada yaşama için hikâyeyi yaşayan bir model olarak sunmaktadır. Halkbilim, ekoeleştiri ve karşılaştırmalı mitolojiden yararlanan bu çalışma, hikâyenin dünyada var olmanın etik bir tarzını -ilişkisel ontolojiye ve ekolojik bütünlüğe duyulan saygıya dayanan- nasıl modellediğinin izini sürecektir.
This article presents an ecofolkloric analysis of the Turkish folk narrative Abdullah Han Story, revealing how the story conveys traditional ecological knowledge, moral values, and relational ethics through symbolic interactions among humans, animals, and natural forces. Grounded in the theoretical frameworks of ecofolklore, the study illustrates how nature functions not merely as a setting but as a medium for moral education, testing, healing, and transformation. Through a close reading of the narrative structure, animal symbolism, seasonal cycles, and ritual practices, the article argues that Abdullah Han should be understood as an ecofolkloric archetype embodying ecological humility, reciprocity, and resilience. Each section examines key themes, including initiation into the wilderness, kinship with non-human beings, the ethics of reciprocity, and cyclical reintegration with societal and cosmic order. By uncovering the ecological consciousness embedded in this oral tradition, the study contributes to broader discussions in folklore, environmental humanities, and cultural sustainability, presenting the story as a living model for ethical coexistence in an era of ecological crisis. Drawing on folklore, ecocriticism, and comparative mythology, the study traces how the narrative models an ethical mode of being in the world, rooted in relational ontology and respect for ecological integrity.
| Birincil Dil | Türkçe |
|---|---|
| Konular | Türkiye Sahası Türk Halk Bilimi |
| Bölüm | Araştırma Makalesi |
| Yazarlar | |
| Yayımlanma Tarihi | 23 Kasım 2025 |
| Gönderilme Tarihi | 22 Mayıs 2025 |
| Kabul Tarihi | 4 Ekim 2025 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 9 Sayı: 3 |
This work is licensed under Attribution-NonCommercial 4.0 International