Bu makale, muhatabı tehlikeli bir şeye veya bir duruma karşı uyarmak için belli lafızlarının kullanılmasıyla ortaya çıkan tahzîr üslubunun yapısı ve i‘râbına dair tartışmalar hakkındadır. Tahzîr konusu ilk dönemden günümüze kadar pek çok nahiv eserinde yer almış olmasına rağmen gerek lafızlarının semâî olması gerekse âmilinin hazfedilmesi sebebiyle hangi lafızların tahzîr olarak kullanılabileceği ve bu lafızların cümledeki konumları hususunda fikir birliği oluşmamıştır. Bu üslubun gerek klasik dini metinlerde gerekse modern metinlerde çokça kullanılması sebebiyle, konu hakkında bağımsız bir çalışma yapmanın yararlı olacağı mülahaza edilmiştir. Bu amaçla bu çalışmada, nahiv eserlerinde aktarılan tahzîr lafızları tespit edilerek bu lafızların kullanımına ve i‘râbına dair tartışmalar ele alınmıştır. Özellikle tahzîr üslubundaki lafızların i‘râbına ve caiz görülmeyen lafızlara dair nahiv âlimlerinin görüşleri ve delilleri incelenmiştir. Bu şekilde nahiv eserlerinde dağınık halde bulunan bütün tahzîr lafızları tespit edilmiş, tespit edilen lafızların kullanımına dair hükümler belirlenmiş ve son olarak bu lafızların i‘râb durumları ortaya koyulmuştur. Sözlükte “Korkutmak”, “uyarmak” ve “sakındırmak” gibi anlamlara gelen tahzîr/تحذير kelimesi bir nahiv kavramı olarak, “Sakındırma ve uyarma ifade eden mahzûf bir fiille ismin nasb edilmesi” şeklinde tanımlanmıştır. Bütün unsurlarının bir arada bulunmadığı bazı tahzîr lafızları olmakla birlikte tahzîr üslubunda, muhazzir, muhazzer, muhazzerun minh, tahzîr fiili ve tahzîr harfi olmak üzere beş unsur yer almaktadır. Örneğin “إِيَّاكَ وَمَجْرى الْهَوَى/Kendini hava akımından koru” cümlesinde muhazzir konuşan kişi, muhazzer إِيَّاكَ lafzı ve dolayısıyla muhatap, muhazzerun minh مَجْرى الْهَوَى lafzı, tahzîr fiili mahzûf أحَذّرُ lafzı ve tahzîr harfi و harfidir. Tahzîr üslubunda nahiv alimleri arasında tartışmalı olan iki husus bulunmaktadır. Bunlardan birincisi tahzîr üslubunun yapısal formları diğeri ise tahzîr üslubundaki lafızların i‘râbıdır. Nahiv alimleri Arapların kullandığı tahzîr lafızlarını derlemiş ve nahiv eserlerinde bu lafızların i‘râb boyutunu izah etmeye gayret etmiştir. Tahzîr üslubunun yapısal formları hakkındaki tartışmalar i‘râb konusundan bağımsız olarak ele alınmamıştır. Zira bu lafızların kullanımının caiz olup olmaması, söz konusu tahzîr üslubunda bulunan kelimeler arasındaki i‘râb bağlantısıyla doğrudan ilintilidir. Buna göre nahiv alimleri, kelimeleri arasında i‘râb bağlantısı kurdukları tahzîr lafızlarının kullanımını caiz görürken, bu bağlantının var olmadığı bazı tahzîr lafızlarının kullanımını caiz görmemiştir. Örneğin “إياك والأسدَ / Aslan’dan uzak dur!”, “إياك من التواني/Tembellikten uzak dur!”, “إياك أن تقرب النار/Ateşe yaklaşmaktan kaçın!”, “رأسك من السيف/Başını kılıçtan uzak tut!”, “الأسدَ الأسدَ/ Aslan! Aslan!” gibi tahzîr lafızları nahiv alimlerinin ittifakıyla caiz görülmüştür. Ancak “إياك الأسد/Aslandan uzak dur!”, “إياه والشر/Kötülükten sakınsın” ve “نفسك الشرَّ/Kötülükten uzak dur!” gibi bazı lafızlar, i‘râb bağlantılarının oluşmaması, bazı nahiv kurallarına aykırı olması veya tahzîrin mantığına uygun olmaması sebebiyle caiz görülmemiştir. Nahiv alimlerinin tahzîr üslubunda tartıştığı bir diğer konu lafızlarının i‘râb durumları olmuştur. Tahzîr üslubunda sakındırılan kişiyi ifade eden muhazzerin cümle içerisindeki konumunun mef‘ûlün bih olduğuna dair neredeyse icma oluşmuşken, muhazzer minhin cümle içerisindeki konumu hakkında farklı görüşler oluşmuştur. Muhazzerin mef‘ûlün bih olmasının sebebi takdir edilen tahzîr fiilidir. Zira takdir edilen fiiller müteaddi fiiller olduğu için sonrasında gelen mansûb ismin mef‘ûlün bih olması gerekmektedir. Muhazzer minh olarak gelen lafzın i‘râb durumu ise bulunduğu bağlama göre ele alınmıştır. Burada özellikle tahzîr harfinin durumu önem arz etmektedir. Zira tahzîr harfi olarak kullanılan و harfinin mahiyeti aynı zamanda muhazzer minhin i‘râb durumunu da doğrudan etkilemektedir. Sîbeveyhî gibi bazı nahiv alimleri bu harfi مع manasındaki و olarak kabul ettikleri için muhazzerun minhin mef‘ûlün meah olduğu görüşündedir. Ancak bu harfin atıf harfi olduğunu savunanlara göre muhazzerun minhin i‘râbı ile muhazzerin i‘râbı aynıdır.
Editör ve hakemlere şimdiden teşekkür eder, iyi çalışmalar dilerim.
التحذير في النحو يعني استخدام كلمات معينة لتنبيه المخاطب على موقف خطير كي يبتعد عنه. وعلى الرغم من أن موضوع التحذير قد تم ذكره في العديد من الكتب النحوية من الفترة الأولى حتى الوقت الحاضر، إلا أنه لم يكن هناك إجماع على الألفاظ التي يجوز استخدامها كأسلوب تحذير ومواقفها الإعرابية في الجملة. بينما كان هناك إجماع على إعراب المحذر في الجملة، فهناك آراء مختلفة حول إعراب المحذر منه. في هذه الدراسة، تم تحديد ألفاظ التحذير المذكورة في الكتب النحوية ونوقشت الآراء حول استخدام هذه الألفاظ وإعرابها. وبهذه الطريقة، نــهدف إلى تحديد جميع ألفاظ التحذير المتناثرة في الكتب النحوية، لتحديد الأحكام المتعلقة باستخدام هذه الألفاظ، وأخيراً الكشف عن إعراب هذه الألفاظ.
This article is about the debates toward the structure and i'râb of the tahzîr style that emerges with the use of certain words to warn the addressee against a dangerous thing or situation. Although the subject of tahzîr has been included in many syntax books from the first period to the present day, there is no consensus on matter which words can be used as tahzîr and the position of these words in the sentence because of either their words are semâî or their effective cause are ruled out. Since this style is widely used in both classical religious texts and modern texts, it has been considered that it would be beneficial to do an independent research on the subject. For this purpose, in this study, the tahzîr words quoted in the syntax texts were determined and the discussions on the use and i'râb of these words were addressed. In particular, the opinions and evidences of syntax scholars about the i'râb of the words in the tahzîr style and the words that are unwarrantable have been examined. In this way, all the tahzîr words that are scattered in the syntax works have been determined, the provisions regarding the use of the determined words have been defined, and finally, the i'râb status of these words has been revealed. The word tahzīr/تحذير means "to frighten", "to warn" and "to forbid" in the dictionary, as a syntax concept, it is defined as "appointing the noun with a displaced verb which expressing avoidance and warning". Although there are some tahzīr words that do not have all the elements together, there are five elements in the tahzīr style as the muhazzir, the muhazzer, the muhazzerun minh, the verb tahzīr, and the letter tahzīr. For example, in the sentence "إِيَّاكَ وَمَجْرى الْهَوَى/Protect yourself from the air currents", the muhazzir is the speaker, the muhazzer is the word إِيَّاكَ, and therefore the addressee, the muhazzerun minh is the word مَجْرى الْهَوَى, the tahzīr verb is the secluded word أحَذّرُ and the letter tahzīr is the letter و. There are two issues in the tahzīr style that are controversial among the scholars of syntax. The first of these is the structural forms of tahzīr style and the other is the i'rāb of the words in tahzīr style. Scholars of syntax have compiled the words of tahzīr used by Arabs and tried to explain the i'rāb dimension of these words in their works of syntax. Discussions on the structural forms of the tahzīr style were not independent of the i'rāb issue. Because whether the use of these words is permissible or not is directly related to the i'râb connection between the words in the tahzîr style. Accordingly, while the scholars of syntax considered as permissible to use tahzîr words in which they established an i'rāb connection between their words, they did not consider as permissible to use some tahzîr words in which this connection does not exist. For example, the phrases such as "إياك والأسدَ / Stay away from the lion!", "إياك من التواني / Stay away from the laziness!", "إياك أن تقرب النار / Avoid approaching the fire!", "رأسك من السيف / Keep your head away from the sword!", "الأسدَ الأسدَ / Lion! Lion!" were deemed as permissible with the consensus of the scholars of syntax. However, some phrases such as "إياك الأسد/Stay away from the lion!", "إياه والشر/Beware of evil" and "نفسك الشرَّ/Stay away from evil!" are not permissible because they do not have i'rab connections, and they are contrary to some rules of syntax, or are not in accordance with the logic of tahzīr. Another issue that scholars of syntax have discussed in the tahzīr style has been the i'rāb status of words. While there has been almost consensus that the position of muhazzer in the sentence, which expresses the person who has been avoidance, is mef'ûl bih in the tahzîr style, different opinions have emerged about the position of muhazzer minh in the sentence. The reason why muhazzer is mef'ûl bih is the act of tahzîr, which is appreciated. Because these verbs are transitive verbs, the noun that follows them must be mef'ūlun bih. The i'rāb status of the word that comes as muhazzer minh was addressed depends on the context. Here, the status of the letter tahzīr is especially important. Because the nature of the letter و, which is used as the letter tahzīr, also directly affect the i'rāb status of the muhazzer minh. Some syntax scholars, such as al-Sībawayhī, are of the opinion that muhazzerun minhin is mef'ūl al-meah, since they accept this letter as و in the meaning of مع. However, according to those who argue that this letter is the letter of attribution, the i'rāb of muhazzerun minhin and the i'rāb of muhazzer are the same.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 26 Haziran 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Sayı: 20 |
Amasya İlahiyat Dergisi-Amasya Theology Journal Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.