1593 yılında Roma’da dünyaya gelen Artemisia Gentileschi, Barok dönemin en önemli sanatçılarındandır. Ressam olan babası Orazio Gentileschi’den dolayı resimle iç içe büyüyen sanatçı, Caravaggist ressamların en başarılısı olarak gösterilmektedir. Babası tarafından rahibe olmaya ikna edilemeyince resim eğitimleri almaya başlayan sanatçı, erkek öğrenciler gibi atölyede değil evinde eğitim almış ve özellikle ilk dönem eserlerinde bu izole hayat tablolarına yansımıştır.
Artemisia Gentileschi’nin günümüze ulaşan kırkın üzerindeki çalışması incelendiğinde, eserlerinde kadın kahramanların ağırlıklı olduğu görülür. Bu kahramanlar kimi zaman İsrailoğullarını kurtaran, Judith ve Yael gibi cinayet işlemeyi göze alan, kimi zaman da Lucretia gibi uğradıkları tecavüz sonrası kendi canlarına kıyarak toplumda köklü değişiklikler meydana getiren karakterlerdir. Yahudi külliyatı ve antik dönemden özenle seçtiği konularında, kadın kahramanları zekâları ve cesaretleriyle ön plana çıkarmış olan sanatçı, özellikle cinsel suçların da işlendiği eserlerinde kendi portresini kullanmıştır. Bunun sebebi, 1611 yılında hocası Agostino Tassi tarafından uğradığı tecavüz ve sonrasında yaşadığı mahkeme sürecidir. Mahkemede Tassi yerine kendini yargılanırken bulan Artemisia, mahkeme salonunda suçlanmış ve işkence görmüştür. Yaşadığı bu olayı eserlerinde şehvet suçlusu erkekleri cezalandırarak aktaran sanatçı, bu anlamda özellikle 20. yüzyılda ağırlık kazanmaya başlayan kadın hareketinin de sembol isimlerinden biri olmuştur. Sanatçı, eserlerinde bazen kana susamış, bazen Tanrı’nın merhametine kendini bırakmış olan kadın kahramanlarını dramatik bir etkiyle ele almıştır. Öç alan veya bir kurban olan karakterlerindeki zıtlıklar sanatçının farklı ruh hallerinin tuvale yansımasıdır. Ancak burada değinilmesi gereken en önemli husus, Artemisia Gentileschi’nin sadece bir “kurban” olarak eserlerinde duygusal drama yarattığı düşüncesinin yanlışlığıdır. Sanatçı, yaşadığı dönem dikkate alındığında, resmi bir eğitim almaktan engellenmiş ve kadın kimliği neticesinde geri plana itilmiş olmasına rağmen Barok dönemin en önemli ressamlarından biri olmayı başarmıştır. Yeteneği ve başarılarıyla Floransa Akademisi’ne kabul edilen ilk kadın ressam olma onuruna da erişmiştir.
Bu çalışma, sanatçı kimliği ve yaşamıyla birçok filme, belgesele ve şiire konu olan Artemisia Gentileschi’nin, hakkında yapılan çalışmalarda ağırlıklı olarak bir “kurban” ya da feminist hareketin sembolü haline getirilen sınırlayıcı aktarımının dışında, sanattaki yetkinliğini incelemeyi amaçlamaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | MAKALELER |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 30 Kasım 2021 |
Yayımlanma Tarihi | 30 Kasım 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Sayı: 18 |