Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de komplo teorileri konusu giderek popüler bir araştırma alanı haline gelmektedir. Ancak Türkiye’de yapılan çalışmalar, bilhassa toplumsal olaylardan sonra ortaya çıkan komplo teorilerine yeterince önem vermemektedir. Söz konusu gerçeklikten hareketle bu çalışma, 1978 yılında Kahramanmaraş’ta gerçekleşen ve “Maraş katliamı” olarak adlandırılan olayları ele almaktadır. Araştırmanın amacı, komplo söyleminin farklı siyasal kesimlere nasıl nüfuz ettiğini ortaya çıkarmaktır. Bu doğrultuda, 2008 yılından sonraki 89 ayrı TBMM tutanağı, MAXQDA programı kullanılarak içerik analizine tabi tutulmuştur. Analizler sonucunda, Maraş katliamıyla ilgili yapılan konuşmaların kamuoyunda ciddi bir yankı bulduğu ve sıradan insanların bu konudaki görüşlerinin milletvekilleri tarafından şekillendirilebildiği görülmüştür. Maraş olayları için bazen “dış güçler” bazen de “dış güçlerin içerideki işbirlikçileri” şeklinde ifade edilen grupların suçlandığı anlaşılmıştır. Araştırmada sol partilerin, sağ partilere göre Maraş olaylarını daha fazla gündeme getirdiği tespit edilirken; dış güçler söyleminin her iki kanattan da kabul gördüğü bulgulanmıştır. Ayrıca solcu milletvekillerinin olaylardaki sağ görüşlü insanları, sağcı milletvekillerinin de olaylardaki sol görüşlü insanları komplocu olarak nitelendirdiği görülmüştür. Milletvekillerinin ABD, NATO, TSK, MİT, Kontrgerilla, derin devlet, ülkücüler (sağcılar) ve Aleviler (solcular) gibi özneleri komplocu olarak işaret edebildikleri anlaşılmıştır.
Like in many parts of the world, the subject of conspiracy theories has increasingly become a popular field of research in Turkey. However, studies conducted in Turkey inadequately address the conspiracy theories that arise, particularly in the aftermath of societal events. Yet, conspiracy theories have the propensity to rapidly disseminate following undesired or unforeseen incidents. Based on this backdrop, the present study delves into the events that unfolded in Kahramanmaraş in 1978, known as the “Maraş Massacre”. The objective of this research is to unveil the penetration of conspiracy discourse into different political factions. To this end, 89 distinct parliamentary transcripts from the year 2008 onwards were subjected to content analysis utilizing the MAXQDA program. The analysis outcomes revealed that speeches pertaining to the Maraş Massacre resonated significantly within the public sphere, capable of influencing the perspectives of ordinary individuals as shaped by MPs (Members of Parliament). It was discerned that various groups were implicated in relation to the Maraş events, with accusations sometimes directed at “external powers” and at other times at “collaborators of external powers”. The research findings indicate that left-wing parties raised the issue of the Maraş events more prominently compared to their right-wing counterparts, while the discourse of external powers found acceptance across both political spectrums. Furthermore, it was observed that left-wing MPs tended to label right-wing individuals as conspirators in these events, while right-wing MPs reciprocated by identifying left-wing individuals as conspirators. Notably, MPs exhibited the propensity to attribute conspiracy theories to entities such as the USA, NATO, the Turkish Armed Forces (TSK), the National Intelligence Organization (MİT), the Counter-Guerrilla, deep state, ülkücüler (right-wing nationalists), and Alevites (left-wing religious minority).
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sosyoloji (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Nisan 2024 |
Kabul Tarihi | 20 Şubat 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 12 Sayı: 1 |
Anemon Muş Alparslan Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.