Hadislerin sahihini sakiminden ayırmada muhaddislerin isnad kontrol sistemi olarak kullandığı cerh ve ta’dil ilmi, Zâhirîler nezdinde de önemli bir yere sahiptir. Zahirî âlimleri cerh ve ta’dil ilmine dair bilgiler verdikleri gibi râvi değerlendirmelerinde de bulunmuşlardır. Özellikle İbn Hazm ve İbnü’l-Kayserânî zikri geçen ilimde belli bir otoriteye sahip olmuşlardır. Zâhirîler, cerh ve ta’dilin önemiyle birlikte birçok hususa da değinmişlerdir. Cerhin müfesser olması kaidesi de bu hususlardan biridir. Onlara göre râvi değerlendirmelerindeki sübjektiflikten kurtulabilmek, cerhin nedenini açıklamakla mümkündür. Zira bir münekkidin nezdinde cerh sebebi olan eylem, başkasının yanında cerh nedeni olmayabilir. Örneğin hükmü ihtilaflı olan nebizin içilmesi nedeniyle cerh edilen râvi, bu kabildedir. Nitekim bu edim, nebîzi haram görenler için cerh sebebi iken onu mubah görenler için cerh sebebi değildir.
Zâhirî âlimleri, söz konusu hususun dışında bir râvide cerh ve ta’dilin taarruz etmesine de değinmişlerdir. Onlara göre böyle bir durumda cerh esas alınmalıdır. Çünkü cerhte bulunan münekkidin sahip olup da muaddilin râvi hakkında sahip olamadığı niteliklerin olması mümkündür. Mesela Süfyân es-Sevrî’nin Câbir el-Cu’fî’yi ta’dil etmesine karşın diğer münekkidler cerh etmiştir. Zâhirîler, râvi değerlendirmelerinde de birçok tabir kullanmışlardır. Ancak bu tabirlerin hiçbiri aşağılayıcı nitelikte olmamıştır. Ayrıca onlar, cerh ve ta’dilde söz sahibi olsalar da yeri geldiğinde bu ilmin mütehassıslarından da nakillerde bulunmaktadırlar.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 26 Haziran 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 26 Haziran 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 |
Artuklu Akademi Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.