Aile insanlık tarihi boyunca her zaman önemli ve evrensel bir değere sahip olmuştur. Bu öneminden dolayı hukuk sistemleri, ailenin oluşumu, devamlılığı ve eşler arasındaki uyuşmazlıkların çözümüne yönelik birtakım düzenlemeler yapmaya yönelmiştir. Değişen aile yapısı, kadınların ekonomik bağımsızlığı ve geniş aile birimlerinden çekirdek ailelere geçiş ile ilişkilendirilebilecek çatışmalarda bir artış olmuştur. Bu çerçevede hem teoride hem de uygulamada sulh anlaşmaları uyuşmazlıkları ortadan kaldırmanın bir yolu olarak görülmektedir. Eşler arasındaki uyuşmazlıkların çözülmesinde arabuluculuk yönteminin önemli olması ve her geçen gün bu yönteme ihtiyaç duyulması nedeniyle çalışmada, eşler arasındaki arabuluculuğa elverişli meselelerin analizi yapılarak günümüz şartlarına da uygun bir modelin ortaya konulmasına gayret edilmiştir. Eşler arasındaki arabuluculuğun bu rolü nedeniyle İslam hukukunun ilkeleri göz ardı edilmeden toplumun sosyo-kültürel yapısına da uygun olarak, mer’î hukuktaki boşanma sonrası mal paylaşımını, yoksulluk nafakasını, çocuğun velâyetini, maddi ve manevi tazminatını da içine alacak şekilde yaygınlaştırılması ve yasal alt yapısının bunu kolaylaştıracak şekilde düzenlenmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Family has always had an important and universal value throughout history. Due to this importance, legal systems have tended to make some arrangements for the formation and continuity of the family and the resolution of disputes between spouses. There has been an increase in conflicts that can be associated with the changing family structure, women's economic independence and the transition from extended family units to nuclear families. In this framework, both in theory and in practice, settlement agreements are seen as a way to eliminate disputes. Due to the importance of the mediation method in resolving disputes between spouses and the need for this method day by day, this study has endeavoured to present a model suitable for today's conditions by analysing the issues that are suitable for mediation between spouses. Due to this role of mediation between spouses, it has been concluded that it should be extended to include the division of property after divorce, poverty alimony, child custody, material and moral compensation in accordance with the socio-cultural structure of the society without ignoring the principles of Islamic law and the legal infrastructure should be arranged in a way to facilitate this.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İslam Hukuku |
Bölüm | Araştırma makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 29 Temmuz 2024 |
Kabul Tarihi | 26 Ekim 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 11 Sayı: 2 |
Artuklu Akademi Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
YAYINCI | DERGİ KURULLARI | DİZİNLER | ÜCRET POLİTİKASI | İSTATİSTİKLER | MIAR | SHERPA ROMEO