Napolyon’un iktidarı döneminde Avrupa’da giriştiği savaşlar üzerine Avusturya, Prusya, Rusya ve İngiltere birlikte hareket etmişler ve Avrupa’da statükonun kurulmasına çalışmışlardır. 1815 yılına kadar süren ve Napolyon’un 18 Haziran 1815’de Waterloo’da İngiltere ve Prusya orduları karşısında yenilmesi üzerine Fransa, önceki sınırlarına çekilmek zorunda kalmıştır. Ayrıca Viyana Kongresi’ni toplayan bu devletler 1815’de bazı kararlar almışlardır. Bu kararlar Avrupa coğrafyasında devletlerin çıkarlarına zarar vermeden takip edecekleri politikaların sınırlarını belirliyordu. Avrupa’da yaşanan bu gelişmeler büyük devletlerin ne kadar güçlü olurlarsa olsunlar, tek başına bir düzen kuramayacaklarını göstermiştir. Artık ikili ilişkiler yerini çoklu ilişkilere bırakmıştı.
Büyük devletlerin aralarındaki anlaşmazlıkları halletmek üzere yürüttükleri bu politika, Avrupa coğrafyası ile sınırlı kalmamış ve “yeni dünya düzeni kurmak” gibi bir iddiaya dönüşmüştür. Avrupa coğrafyasında yaşanan gelişmelerde olduğu gibi büyük devletler yöneldikleri coğrafyalarda güçleri mesabesinde çıkarları doğrultusunda zaman zaman uzlaşma sağlayacaklarsa da birbirleriyle çatışmaktan da geri durmayacaklardır. Tabii olarak Osmanlı toprakları da sanayileşmelerini gerçekleştirmiş ve dünyayı paylaşma yarışına girmiş olan devletlerin yöneldikleri bir saha olmuştur. Askeri, iktisadi ve siyasi açmazları sebebiyle Osmanlı Devleti’nin, bu paylaşım savaşında bir rakip olamayacağı; bilakis rakip devletler arasında paylaşılmak istenen bir devlet olacağı görülüyordu.
Viyana Kongresi’nden sonraki süreçte Büyük devletlerin emperyalist emellerinin Osmanlı Devleti'nin yıkılmasına yol açmadan tatmin edilmesi veya eğer bu yıkılış kaçınılmaz ise Osmanlı Devleti'nin Avrupa'daki güç dengelerini alt üst etmeden parçalanması ve tasfiye edilmesi büyük güç politikalarının temel sorunu olmuştur. “1853-1856 Kırım Harbi” gerek harbin gerekçeleri gerekse Rusya karşısında Osmanlı Devleti’nin bu devletlerin bir kısmı tarafından himaye edilmesi açısından değerlendilirse Osmanlı Devleti’nin yıkılış sürecini daha sağlıklı anlamak mümkün olacaktır. Kırım Harbi, sonunda kazanmış olsa da Osmanlı Devleti’nin çaresizliğini ve acziyetini göstermesi bakımından önemli bir olay olduğu gibi yürütülen büyük güç politikaları karşısında kendi gücü ile ayakta duramayacağını ve yıkılması mukadder bir devlet olduğunu gösterecektir.
Kırım Harbi Rusya İngiltere Fransa Avusturya Osmanlı Devleti Yeni Dünya Düzeni
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Uluslararası İlişkiler (Diğer) |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 26 Aralık 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 26 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 24 Kasım 2024 |
Kabul Tarihi | 29 Kasım 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 8 Sayı: 2 |