Traditional Turkish poetry is structured in an elegant and elegant manner. Poets were able to capture the beauty in poetry because to the depth of meaning of words. Poets demonstrated their abilities by masterfully employing artistic expressions, earning the attention of the period’s notables. Poets who couldn’t get enough of the magnificence of their time's architectural structures featured them in their writings. They believed that they, like the constructions that would capture immortality when told, would not be forgotten. They believed that by doing so, they would acquire the affection of the people who had these constructions erected for them. Poets give architectural structures a significant position in their divans because of this. The “dariyye” type is also used to analyze texts that contain these terms. This research looks at the architectural building depictions found in the Masnavi of Yusuf and Zuleyha by Mollah Jami, a famous poet of his day. Mollah Jami composed Yusuf and Zuleyha mesnevi around 889/1483, according to what is known. In every department, Iranian literature has the same impact on the Commentary genre as it does on Turkish literature. In Mollah Jami’s Yusuf and Zuleyha mesnevi, we can witness one of the best examples of this. In this study is tried to investigate on the manuscript of the type of dariyye in Yusuf and Zuleyha mesnevi of Mollah Jami from Istanbul University Library which is named “Şerh-i Yusuf and Zuleyha”, TY. No: 3516 and the master’s thesis studies on this manuscript are based on.
Classical Turkish Literature Dariyye Mollah Jami Yusuf u Zuleyha.
Klasik Türk edebiyatının şiiri süslü, sanatlı bir yapıya sahiptir. Kelimelerin anlam derinliği, şairlerin işini kolaylaştırdığı gibi şiirdeki güzelliği yakalamalarını da sağlamıştır. Şairler sanatlı söylemleri ustalıkla kullanarak hünerlerini göstermiş ve devrin ileri gelenlerinin takdirini kazanmışlardır. Dönemlerindeki mimarî yapıların güzelliğine kayıtsız kalamayan şairler, şiirlerinde bu yapılara da yer vermişlerdir. Anlatıldığında ölümsüzlüğü yakalayacak olan yapılar gibi kendilerinin de unutulmayacaklarını düşünmüşlerdir. Bu yolla, yapıları yaptıran kişilerin de sevgisini kazanacaklarına inanmışlardır. Bu yüzden şairler, divanlarında mimarî yapı anlatımlarına, tasvirlerine divanlarda özel bir yer vermişlerdir. Bu anlatımları içeren metinler de “dâriyye” türü içerisinde değerlendirilmiştir.
Bu çalışmada, yaşadığı devirden itibaren usta bir şair olarak anılan Mollâ Câmî’nin Yûsuf u Züleyhâ mesnevisinde tespit edilen mimarî yapı tasvirlerine yer verilmiştir. Mollâ Câmî, Yûsuf u Züleyhâ mesnevisini 889/1483 yılında yazdığı bilinmektedir. İran edebiyatı, Türk edebiyatını her alanda etkilediği gibi dâriyye türü için de aynı etki söz konusudur. Bunun en güzel örneklerinden birini de Mollâ Câmî’nin Yûsuf u Züleyhâ mesnevisinde görmekteyiz. Bu çalışmada, Mollâ Câmî’nin Yûsuf u Züleyhâ mesnevisinde dâriyye türünün incelenmesi yapılırken “Şerh-i Yûsuf u Züleyhâ” adlı İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi, TY. No: 3516’da kayıtlı olan el yazma eser ve bu el yazma eser üzerine yapılmış yüksek lisans tez çalışmaları esas alınmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sanat ve Edebiyat |
Bölüm | DİL VE EDEBİYAT |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Aralık 2021 |
Gönderilme Tarihi | 27 Nisan 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Sayı: 67 |