Alexander Calder chose to be an engineer although he came from a family that deals with art. Later, he stepped on art area with the help of his interest of painting pictures. He managed to make his figures gaine a different motion with his continuous lines in those sketches in which he directly mentioned about human life. He continued with single lined patterns, which emphasized the circuses and the life in them. Continuous line insight in Calder’s patterns apparently became a milestone for his future production of sculpture. By entering into the art of sculpture in 1925, he had his first string sculpture by means of carrying those patterns to three-dimensioned setting. Although Calder was affected by the synetic constructions of Gabo, an artist, he reached an authentic structure and sensibility by focusing on plans instead of volume in his works. In 1930, the artist designed moving mobiles by being affected by the concrete light coming from the atelier windows of Mondrian, an artist. He created his works from metal tablets and sticks, and he enabled them to swing in the air by means of hanging them from a single point in a balanced way. Calder’s works are the last step of the struggle of an artist who tries to make people to interpret some communicational effects and make them to understand the free composition created by him. Calder who began to create big immobile sculptures produced anemobiles as a result of his interest of animal figures. Calder’s mobiles can be counted among the primary examples of kinetic art. The works of the artist are the first examples of the area in sense of presenting a real moving alteration. The artist aimed at presenting free and coincidental alteration instead of a meticulously well-planned one. The receiver or aesthetic subject in Calder’s work can be put into a game, which bases on the understanding of the object of art production, and which includes the answer of this object to the art work depending on his own mind and the capacity of his emotions. While aesthetical subject gives reaction with these warnings and response games, which devote themselves to shape them, it will shape its existence, its conditioning according to a defined culture, its likings, its personal education and its prejudices according to private and personal views. As a result, artwork will gain aesthetical value as it is monitored and perceived with different angles.
Sanatçı bir aileye mensup olmasına rağmen mühendislik mesleğini
seçen A. Calder, daha sonra manzara ressamlığına ilgi duymaya başlamasıyla
sanat ortamına ayak basmıştır. Doğrudan insan yaşantısını ele aldığı
eskizlerinde, kesintisiz çizgileriyle figürlerine ayrı bir hareketlilik
kazandırabilmiştir. Özellikle de sirkleri ve buradaki yaşantının hareketliliğini
vurgulayan tek çizgili desenlerine devam etmiştir. Calder’in desenlerindeki
kesintisiz çizgi anlayışı, ileride yapacağı heykellerinin adeta bir yapı taşını
oluşturmuştur. 1925’de heykel sanatına giriş yaparak bu desenlerini üç
boyutlu ortama taşımak suretiyle ilk tel heykellerini gerçekleştirmiştir.
Calder, sanatçı Gabo’nun sinetik konstrüksiyonlarından da
etkilenmiş olmasına rağmen eserlerinde volüm yerine planlara yönelerek
özgün bir yapıya ve duyarlılığa ulaşmıştır. 1930’da sanatçı, ressam
Mondrianın atölyesinin pencerelerinden içeriye sızan katı ışıktan etkilenerek
“devinen mobilleri” tasarlamıştır. Genellikle metal levha ve çubuklardan
meydana getirdiği eserlerini tek noktadan dengeli biçimde tavanlara asmak
suretiyle onlara boşlukta hareket etme olanağı sağlamıştır. Calder’in yapıtları,
bir sanatçının bir dizi iletişimsel etkiyi kendi yarattığı özgür kompozisyonu
her izleyicinin kendine göre anlamlandıracağı şekilde düzenleme uğraşının
son ürünüdür.
Büyük boyutlu stabil heykeller yapmaya başlayan Calder, hayvan
figürlerine duyduğu ilgi sonucu animobile’lerini de üretti. Calder’in mobilleri, Kinetik Sanatın öncü örnekleri arasında yer almıştır. Sanatçının
yapıtları, aynı zamanda heykel sanatındaki gerçek devinimi sunmaları
açısından da öncüdür. Titizce düzenlenmiş planlanmış bir devinimin tersine
sanatçı, özgür ve rastlantısal devinimi vermeyi amaçlamıştır.
Calder’in yapıtlarında, alıcı ya da estetik suje kendi akıl ve
duygularının kapasitesine bağlı olarak sanat yapıtını algılamasına dayanan
obje (uyaran) bu uyarana vermiş olduğu yanıt arasındaki bir oyuna
katılmaktadır. Estetik Subje (uyarılan) bu uyarılar ve onların şekillenmesine
kendi vermiş olduğu yanıtlar oyunuyla tepki gösterirken, yine de kendi
varoluş durumunu tanımlı bir kültüre göre şartlanmasını, beğenilerini, kişisel
eğitimlerini ve ön yargılarını özel ve kişisel bakış açısına göre
şekillendirecektir. Sonuçta sanat yapıtı farklı açılardan izlendiği ve
algılandığı oranda estetiksel değer kazanacaktır.
Birincil Dil | tr;en |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 2 Mayıs 2014 |
Gönderilme Tarihi | 2 Mayıs 2014 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2013 Sayı: 31 |
Etik kurallarla ilgili maddelerin uygulanması konusunda etik kurul izni gerektiren çalışmalar için izinlerin alınıp, izinle ilgili bilgilere makalede yer verilmesi hususu kriterlere eklenmiştir. Bu doğrultuda dergimize gönderilen ve aşağıda belirtilen koşullara uyan makaleler için Etik Kurul İzni alınması gerekmektedir.
• Anket, mülakat, odak grup çalışması, gözlem, deney, görüşme teknikleri kullanılarak katılımcılardan veri toplanmasını gerektiren nitel ya da nicel yaklaşımlarla yürütülen her türlü araştırmalar.
Ayrıca;
• Başkalarına ait ölçek, anket, fotoğrafların kullanımı için sahiplerinden izin alınması ve belirtilmesi,
• Kullanılan fikir ve sanat eserleri için telif hakları düzenlemelerine uyulduğunun belirtilmesi gerekmektedir.