Bir ulusun kolektif kalkınmasının en önemli aşaması, kendine özgü bir ekonomi modeli oluşturmasına bağlıdır. Aklın toplumsal birliğini de ifade eden bu model, felsefi ve sosyolojik analizlerin kapsayıcılığıyla öne çıkar. Birinci Dünya Savaşı sonrasında ulusların kaderini belirleyen iktisat politikaları, kültürel ve ekonomik sermayeyi birlikte düşünerek ideal bir temel üzerine inşa edilmeye çalışılmıştır. Bu bağlamda çalışmanın odağındaki Ziya Gökalp’in iktisadi Türkçülük fikri, yalnızca ekonomik bir program değil, aynı zamanda ahlaki ve kültürel bir millet projesi olarak ele alınmaktadır. Ancak Gökalp’in Türk ulusunun iktisadi yaşamına dair toplumu aydınlatma çabasını yansıtan bu politikalar, felsefi ve sosyolojik açıdan ayrıntılı açıklamaya muhtaçtır. Bu nedenle makalede Durkheim’ın pozitivist sosyolojisi, Comte’un toplum mühendisliği, Herder’in kültür vurgusu ve Fichte’nin eğitime ve iktisadi bağımsızlığa dair görüşleri, Gökalp’in düşünce tarzı süzgecinden geçirilerek birey, toplum, ortak tarih, ulus ruhu ve kolektif bilinç bağlamında teleolojik olarak analiz edilecektir. Böylece özgün bir melez model olan iktisadi Türkçülüğün felsefi ve sosyolojik arka planı açıkça netleştirilecektir.
The most crucial stage of a nation’s collective development depends on establishing its own economic model. This model, which also reflects the social unity of reason, stands out through its philosophical and sociological depth. Following the First World War, economic policies that shaped the destiny of nations were built upon an ideal basis by considering cultural and economic capital together. In this context, Ziya Gökalp’s concept of Economic Turkism is examined not merely as an economic program, but also as a moral and cultural nation-building project. However, these policies—reflecting Gökalp’s effort to enlighten society regarding the economic life of the Turkish nation—require further philosophical and sociological clarification. Therefore, this article analyzes Durkheim’s positivist sociology, Comte’s notion of social engineering, Herder’s emphasis on culture, and Fichte’s views on education and economic independence through Gökalp’s intellectual synthesis, within the framework of the individual, society, shared history, national spirit, collective consciousness, and independence. In doing so, it clarifies the philosophical and sociological background of Economic Turkism as a distinctive hybrid model that outlines how the economic structure of nation-states should function.
| Birincil Dil | Türkçe |
|---|---|
| Konular | 19. Yüzyıl Felsefesi |
| Bölüm | Araştırma Makalesi |
| Yazarlar | |
| Gönderilme Tarihi | 17 Eylül 2025 |
| Kabul Tarihi | 30 Kasım 2025 |
| Yayımlanma Tarihi | 26 Aralık 2025 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 12 Sayı: 6 |