The seal of Prophethood (Khātamu al-nubuwwa) Sīra, Shamā’il, Khasā’is, Dalā’il, genres have been used and utilized within Islamic historical sources as testaments to the prophethood of Muḥammad. The Seal of the Prophethood as a sign has also been mentioned within the religious sources of the People of the Book. According to some narrative traditions, a number of the People of the Book have sought out this sign and consequently embraced Islam. There are Muslim traditions that mention the Seal of the Prophet and also mention that it was seen by some of the Companions. These traditions can be found in Islamic historical sources, such as the works of Ibn Sa‘d, Ibn Isḥāq, and Ṭabarī, and within the topics that cover the birth of the Prophet, shaqq al-ṣadr (the splitting of the Prophet’s chest), bad’ al-waḥy (the beginning of revelation), Isrā’ wa Mi‘rāj (the Nocturnal Journey and Ascendence), and in the ḥadīth of Asmā b. Umays in the context of Prophet’s death. There have been those who have seen it as a hairy spot with a mole as well as those who attributed it miraculous properties. Even though there have been varying interpretations on the nature of the phenomenon of this Seal within the Muslim intellectual traditon, it ought to be taken as a distinctive feature of our Prophet and a distinctive physical sign of his prophethood; and the expectations of the People of the Book and the profusion of tradtions within various sources about the Seal of Prophethood have led us to conclude as such.
Sīra The Seal of Prophethood Mole On Prophet’s Back The Sign Miracle
Nübüvvet mührü; (hâtemü’n-nübüvve) siyer, şemâil, hasâis, delâil türü İslâm Tarihi kaynaklarında yer almış, kimilerince Peygamberimizin nübüvvetinin tasdikinde delil sayılmıştır. Nübüvvet mührü bir alamet olarak Ehl-i kitap mensuplarının kaynaklarında da yer almıştır. Ehl-i kitaba göre, son peygamberin nübüvvet alameti omzu üzerinde, kürek kemikleri arasındadır. Ancak bu alametin mahiyetine dair herhangi başka bir rivayet mevcut değildir. Ehl-i kitap üzerinden aktarılan rivayetlerin nübüvvet mührüne mucizevî bir anlam yüklediğini görmek mümkündür. Rivayetler muvacehesinde Ehl-i kitap mensuplarından bazıları son Peygamberde bu alameti araştırmış ve bu vesile ile İslâm’la tanışmıştır. Nübüvvet mührüne dair rivayetler hadis kaynaklarımızda da yer almıştır. Bu rivayetlerin bir kısmı peygamberlik öncesi döneme, bir kısmı ise nübüvvet sonrası döneme aittir. Rivayetlerin nübüvvet sonrasına dair olanlarında, Peygamberimizin çevresinde bulunan ashabınca nübüvvet mührünün bizzat görüldüğü yönünde ifadelere de rastlanmaktadır. İslâm tarihi kaynaklarından İbn Saʿd, İbn İshak ve Taberî gibi müellifler nübüvvet mührü rivayetlerine yer vermişlerdir. Nübüvvet mührüne dair rivayetleri kaynaklarımızda; Peygamberimizin doğum hadisesi bölümünde, şakk-ı sadr hadisesi bağlamında, Bedü’l-vahy bâbında, İsrâ ve mi‘râc olaylarında Cebrâil ile ilişkilendirilerek ve Peygamberimizin vefatı başlığı altında Esmâ binti Umeys hadisi vasıtası ile bulmamız mümkün olmuştur. Nübüvvet mührünün özelliklerine dair rivayetlerde dikkat çeken husus Peygamberimizin sırtında iki kürek kemiği arasında irice bir et beninin olduğu vurgusudur. Rivayetlerdeki müşterek nokta burasıdır. Nübüvvet mührünün mahiyeti, ne zaman vurulduğu, neye benzediği konuları da kaynaklarımızda farklı rivayetler doğrultusunda yorumlanmış ve değerlendirilmiştir. Bu bağlamda nübüvvet mührü, İslâm tarihi meseleleri içinde varlığı ve gerçekliği bakımından tartışmalı bir mesele olarak incelenmeyi hak etmektedir. Öte yandan Peygamberimizin ağzından, sırtındaki bu ben hakkında olağanüstülüğüne dair açık ifadeler bugüne ulaşmamıştır. Bu konuya dair sahih rivayetler ise sadece nübüvvet mührünün çeşitli tasvirlerini bize aktarmaktadır. Bu tasvirler, görenlerin algısına dayandığı için farklılık arz etse de aşağı yukarı tevhid edilebilecek bir tarif bugün için elimizde mevcuttur. Bu mührü normal bir ben gibi görenlerin yanında mucizevî özellikler atfedenler de vardır. İslâm tarihi içerisinde farklı kabullere ve görüşlere açık bir şekilde değerlendirilmiş olan nübüvvet mührünü, Peygamberimiz hakkında diğer insanlardan farklı mümeyyiz/ayırt edici bir vasıf olarak ele almak; nübüvvet alameti şeklinde ancak fiziksel olarak tabiî bir tarzda kabul etmek gerekir. Kitap ehlinin bu konudaki bekleyişi, gerek hadis gerekse siyer kaynaklarındaki nübüvvet mührü ifadeleri bizi bu noktaya sevk etmiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din, Toplum ve Kültür Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2021 |
Gönderilme Tarihi | 22 Ağustos 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 |
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.