The right to life is one of the fundamental rights. There are many moral and legal debates on the right to life of embryos and fetuses. Aside from the debates on whether the embryo/fetus can be considered a human and person, determining the moment when the fetus acquired the legal capacity and personality is important for the legal protection of the embryo/fetus. In addition to the crimes and abortion, with the technological developments in biology, the violations of the right to life of the fetus have increased. Especially with the implementation of assisted reproductive treatment methods, new debates arose about the right to life of IVF embryos. Besides that, genetic diagnostic test applications, spare and research embryos have revealed the importance of determining the legal status of the embryo/fetus. The legal status of the embryo and fetus within the national legislation is still unclear. In the decisions given by the ECHR, it hasn’t reached a definite judgment about when the right to life begins. ECHR, in most of its decisions, didn’t discuss the right to life of the embryo/fetus. When the court found the issue worth discussing, it concluded that the fetus didn’t have the right to life before birth.
Yaşama hakkı, bireylerin sahip olduğu temel hak ve özgürlüklerin başında gelir. Embriyo ile ceninin yaşama hakkı ise, üzerinde ahlaki ve hukuki açıdan pek çok tartışmanın bulunduğu bir konudur. Ceninin insan ve kişi sayılıp sayılmayacağı tartışmaları bir yana, ceninin hak ehliyetini kazandığı ve kişiliğinin başladığı anın belirlenmesi cenine sağlanacak hukuki koruma bakımından büyük önem taşır. Kürtaj, çocuk düşürme ve düşürtme suçlarının yanında tıp ve biyoloji alanındaki teknolojik gelişmelere paralel olarak ceninin yaşama hakkının ihlaline yol açan durumlar artmıştır. Özellikle üremeye yardımcı tedavi yöntemlerinin uygulanmaya başlamasıyla birlikte, tüpte döllenen embriyoların yaşama hakkı konusunda doktrinde yeni tartışmalar doğmuştur. Bunun yanında yedek embriyolar, araştırma embriyoları, embriyolar üzerinde uygulanan genetik tanılama testleri de ceninin hukuki konumunun belirlenmesinin önemini ortaya çıkarmıştır. Buna karşılık ulusal mevzuat içerisinde embriyo ve ceninin hukuki statüsü hala belirsizdir. AİHM’nin vermiş olduğu kararlarda da yaşama hakkının ne zaman başladığı konusunda kesin bir yargıya ulaşılmış değildir. AİHM, çoğu kararında ceninin yaşama hakkını tartışmaya değer görmeyerek tartışmamıştır. Mahkeme konuyu tartışmaya değer bulduğunda ise doğumdan önceki aşamada ceninin yaşama hakkının olmadığına kanaat getirmiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hukuk |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 20 Ekim 2022 |
Gönderilme Tarihi | 27 Haziran 2022 |
Kabul Tarihi | 15 Eylül 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 71 Sayı: 3 |