Osmanlı Devleti’nde Diplomasi üzerine yapılan nitelikli ve akademik çalışmaların sayısı son yıllarda giderek artmaktadır. Bu çalışmalardan biri de Prof. Dr. Selim Hilmi Özkan’ın kaleme aldığı “Osmanlı Devleti ve Diplomasi” başlıklı çalışmasıdır.
Selçuklu mirası üzerine kurulan fakat Roma’nın hâkimiyet alanı üzerinde de hak iddia eden Osmanlı Devleti’nin başarılarını sadece askerî alandaki başarısıyla açıklamak mümkün değildir. Çünkü Osmanlı Devleti, tarih boyunca kurulmuş ve tarihe büyük ölçüde yön vermiş önemli ve güçlü devletlerin en başında gelenidir. Osmanlı Devleti’nin farklı dinden, dilden, kültürden ve medeniyetten olan toplumları yüzyıllarca bir arada tutmasının arka planında başarıyla uyguladığı diplomatik siyaseti vardır.
Osmanlı Devleti; ilk Türk-İslam devletlerinin diplomasi geleneklerini devralmış, Kuruluş ve Yükselme dönemlerinde ad hoc (geçici) diplomasiyi kullanmış, Batılı ya da diğer devletlerle karşılıklı, sürekli denilebilecek nitelikte diplomatik ilişkilere girmemiştir. Osmanlı Devleti’nin siyasî, askerî ve ekonomik gücünün zamanla zayıflamasıyla birlikte, özellikle de 1606 Zitvatorok Anlaşması ve sonrası dönemde devlet, ad hoc diplomasisini yavaş yavaş terk etmiştir. 17. yüzyılın başından itibaren Osmanlı’da elçi ve elçilik faaliyetlerine yönelik çalışmalar yapılmaya başlanmıştır. Osmanlı’da diplomasinin kurumsallaşmasını bir gereklilik haline getiren asıl gelişmeler 19. yüzyılda yaşansa da diplomaside kurumsallaşmanın ilk adımları 18. yüzyılın sonlarından itibaren 3. Selim tarafından atılmıştır. 3. Selim, devleti çöküntüden kurtarmanın yolu olarak Batılı ülkelerin yakından takip edilebilmesi için Londra, Paris, Viyana ve Berlin gibi başkentlerde daimi elçilikler açtırmıştır. Osmanlı Devleti, Gerileme ve Dağılma dönemlerinde, devletlerarası ilişkilerde denge politikasını kullanmış, denge politikasının en büyük aracı olarak da diplomasiye büyük önem vermiştir.
Çalışmada; ağırlıklı olarak Osmanlı Devleti’nde diplomasiyi belirleyen organlar; Kuruluş Döneminde Osmanlı’da Diplomasi ve diplomasinin gelişimi; Yükselme ve Zirve Döneminde Osmanlı Diplomasisi; Osmanlı Devleti’nin Avrupalı Devletlere uyguladığı diplomasi anlayışı, Osmanlı Devleti’nde protokol; Osmanlı Diplomasisinde değişim ve sürekli diplomasiye geçiş; sürekli diplomasiye geçiş sürecinde dış faktörler; Hariciye Nezaretinin Kurulması gibi konular akademik bir perspektiften ele alınmaktadır.
The number of qualified and academic studies on Diplomacy in the Ottoman State has been increasing in recent years. One of these studies is Prof. Dr. Selim Hilmi Özkan's work titled “Ottoman State and Diplomacy”.
It is not possible to explain the success of the Ottoman State, which was founded on the Seljuk heritage but also claimed the dominion area of Rome, with its success in the military field. Because the Ottoman State is the foremost of the important and powerful states that have been established throughout history and have shaped history to a great extent. The Ottoman State has successfully implemented diplomatic policy in the background of keeping societies from different religions, languages, cultures and civilizations together for centuries.
The Ottoman State inherited the diplomatic traditions of the first Turkish-Islamic states, used ad hoc (temporary) diplomacy during the Foundation and Rising periods, and did not enter into mutual, permanent diplomatic relations with Western or other states. With the weakening of the political, military and economic power of the Ottoman Empire over time, especially in the period after the Zitvatorok Agreement of 1606, the state gradually abandoned ad hoc diplomacy. Since the beginning of the 17th century, studies on ambassador and embassy activities have started to be carried out in the Ottoman Empire. Although the main developments that made the institutionalization of diplomacy a necessity in the Ottoman Empire took place in the 19th century, the first steps of institutionalization in diplomacy were taken by Selim III from the end of the 18th century. Selim III opened permanent embassies in capitals such as London, Paris, Vienna and Berlin in order to closely follow Western countries as a way to save the state from collapse. The Ottoman Empire, in times of Regression and Disintegration, used the policy of balance in interstate relations, and attached great importance to diplomacy as the greatest tool of balance policy.
In the study; mainly the organs that determine diplomacy in the Ottoman State; Diplomacy and the development of diplomacy in the Ottoman State in the Establishment Period; Ottoman Diplomacy in the Rise and Peak Period; The understanding of diplomacy applied by the Ottoman State to the European States, the protocol in the Ottoman State; Change in Ottoman Diplomacy and the transition to continuous diplomacy; external factors in the transition to continuous diplomacy; Issues such as the Establishment of the Ministry of Foreign Affairs are discussed from an academic perspective.
Ottoman State diplomacy permanent diplomacy ambassador protocol.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Kitap Tanıtım |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 27 Aralık 2022 |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2022 |
Gönderilme Tarihi | 21 Kasım 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 4 Sayı: 2 |