Bu araştırma makro-toplumsal,
mezo-örgütsel ve mikri- bireysel düzeylerin göçmen kadın çalışanların iş yaşam
doyumunu oluşturmadaki rolünü göstermeyi amaçlamaktadır. Bahsedilen bu amaca
ulaşabilmek için bu çalışma, göçmen kadın çalışanların iş yaşam dengesi
literatürünü kurumsal ve kesişimsel yaklaşımları da dahil ederek kavramsal bir
yaklaşım benimsemektedir. Böylece bu çalışma, iş-yaşam dengesi kavramını
derinleştirmekte ve göçmen kadın çalışanların iş yaşam dengelerini
şekillendiren mekanizmaları göstermektedir. Makro- toplumsal düzeyde bu çalışma
ataerkillik, ekonomi ve politika kurumları ve onların göçmen kadın çalışanlar
için nasıl dışlayıcı bir iş çevresi oluşturduğunu ileri sürmektedir.
Mezo-örgütsel düzeyde çalışma, etnik köken, toplumsal cinsiyet ve dini
azınlıkları örgütlerde ayrımcı yaklaşımlarla karşılaşmaları ile özellikle düşük
nitelikli olan göçmen kadın çalışanların kötü çalışma koşullarında nasıl
çalıştıklarını dikkate almaktadır. Mikro-bireysel düzeyde, çalışma göçmen kadın
çalışanlar için sermayeleri bir güç kaynağı olarak değerlendirmektedir ve neden
önemli olduğunu belirtmektedir. Sonuç olarak, bu çalışma gelecek çalışmalara
hem iş yaşam dengesi kavramını hem de literatürde nadir olduğundan dolayı
göçmen kadın çalışanların deneyimlerini derinleştirmek için öneriler
sunmaktadır.
This
research aims at demonstrating what the role of macro-societal,
meso-organisational and micro-individual levels in creating a work-life balance
of migrant women employees are. In order to achieve the aforementioned aim,
this study adopts a conceptual approach that includes the literature on the
work-life balance of migrant women employees by considering institutional and
intersectionality approaches. Thus, this study extends the concept of work-life
balance and demonstrates the institutional mechanisms in shaping the work-life
balance of migrant women employees. In macro-societal level, this study raises
the institutions of patriarchy, politics and economics and their role in
creating an exclusionary workplace for migrant women employees. In
meso-organisational level, the study considers ethnicity, gender and religious
minorities as dimensions for facing discriminatory approaches from
organisations and how migrant women employees work in a lousy working
condition, especially unskilled ones. In micro- individual level, the study
considers capitals as a power source for migrant women employees and shows why
they are critical. As a conclusion, based on the conceptual approach, this
study provides suggestions for future research in order to both extend the
conceptual understanding of work-life balance and experience of migrant women
employees since this approach is scarce in the literature.
Work-life balance migration migrant women employees patriarchy
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 18 Ekim 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 4 Sayı: 2 |
Yayın için kabul edilen yazıların yayın hakkı ve yayınlanan yazılarında her türlü telif hakları dergiye aittir. Yazara herhangi bir telif hakkı ödenmez.