This study examines the impact of high inflation on fertility rates in Turkey. Inflation reduces individuals' purchasing power, leading to economic instability and directly influencing household decisions regarding having children. Rising living costs and financial uncertainties prompt families to postpone or limit childbearing. In Turkey, fertility rates dropped from 3.08 in 1990 to 1.51 in 2023. This sharp decline is largely associated with increasing economic burdens and households’ insecurity about future financial conditions. The effects of high inflation extend beyond individual and family levels, profoundly impacting societal structures. A decline in fertility rates leads to long-term challenges such as a decrease in labor force supply, an aging population, and increased pressure on social security systems. Moreover, a reduced population growth rate negatively affects economic growth and complicates sustainable development goals. This phenomenon also triggers socio-cultural transformations, including rural-to-urban migration, changes in family structures, and a decrease in the young population.
The findings emphasize the necessity of implementing effective social and economic policies to mitigate the adverse effects of inflation on fertility. Increasing access to childcare services, providing family-friendly financial incentives, and expanding support for low-income households are critical steps toward ensuring demographic sustainability. This study highlights that inflation is not only an economic issue but also a phenomenon shaping societal structures. In this context, supporting fertility rates and alleviating the negative impacts of inflation are essential for achieving long-term social and economic stability.
Keywords: Inflation, Fertility Rates, Economic Uncertainty, Demographic Change.
Inflation Fertility Rates Economic Uncertainty Demographic Change
Bu araştırma, Türkiye’de yüksek enflasyonun doğurganlık oranları üzerindeki etkilerini incelemektedir. Enflasyon, bireylerin alım gücünü azaltarak ekonomik istikrarsızlıklara yol açmakta ve hane halkının çocuk sahibi olma kararlarını doğrudan etkilemektedir. Artan yaşam maliyetleri ve mali belirsizlikler, aileleri çocuk sahibi olmayı ertelemeye ya da sınırlamaya yönlendirmektedir. Türkiye’de doğurganlık oranları 1990 yılında 3,08 iken, 2023 yılında bu oran 1,51’e düşmüştür. Bu keskin düşüş, büyük ölçüde ekonomik yüklerin artışı ve hane halklarının gelecekteki mali koşullara duyduğu güvensizlikle ilişkilendirilmektedir. Yüksek enflasyonun etkisi sadece bireysel ve aile düzeyinde kalmayıp, aynı zamanda toplumsal yapıyı da derinden etkilemektedir. Doğurganlık oranlarının azalması, uzun vadede iş gücü arzında düşüş, yaşlı nüfusun artışı ve sosyal güvenlik sistemleri üzerinde artan yük gibi sorunlara yol açmaktadır. Ayrıca, azalan nüfus artış oranı, ekonomik büyümeyi olumsuz yönde etkileyerek sürdürülebilir kalkınma hedeflerini zora sokmaktadır. Bu durum, kırsal alanlardan kentsel alanlara göç, aile yapılarındaki değişimler ve genç nüfusun azalması gibi sosyokültürel dönüşümleri de beraberinde getirmektedir.
Araştırmanın bulguları, enflasyonun doğurganlık üzerindeki etkilerinin azaltılması için etkili sosyal ve ekonomik politikaların geliştirilmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Çocuk bakım hizmetlerine erişimin artırılması, aile dostu mali teşviklerin sağlanması ve düşük gelirli ailelere yönelik desteklerin genişletilmesi, demografik sürdürülebilirlik açısından kritik adımlardır. Bu çalışma, enflasyonun yalnızca ekonomik bir mesele değil, aynı zamanda toplumsal yapıyı şekillendiren bir olgu olduğunu göstermektedir. Bu bağlamda, doğurganlık oranlarının desteklenmesi ve enflasyonun olumsuz etkilerinin hafifletilmesi, uzun vadeli sosyal ve ekonomik istikrarı sağlamak açısından önemli bir gereklilik olarak öne çıkmaktadır.
Enflasyon, Doğurganlık Oranları Ekonomik Belirsizlik Demografik Değişim Ekonomik Politikalar
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Büyüme, Kalkınma Ekonomisi - Makro, Makro İktisat (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 19 Mart 2025 |
Gönderilme Tarihi | 2 Ekim 2024 |
Kabul Tarihi | 4 Mart 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 23 Sayı: 56 |