Ali Şîr Nevâyî’nin Seb‘a-yı Seyyār adlı eseri, mesnevi türünde kaleme alınmış olmakla birlikte, dönemin astronomi ve kozmoloji birikimini yansıtan terim ve sembolik unsurlarını da içermektedir. 1484 yılında yazılan bu eser, her ne kadar Behram’ın yedi güzel ile olan aşk hikâyelerine odaklansa da İslam astronomisine dair önemli kavram ve bilgileri barındırmaktadır. Nevâyî’nin bu eseri, Batlamyus’un Dünya merkezli evren modelini Kur’an-ı Kerim kozmolojisiyle birleştiren bir anlayışla ele alınmış ve bu model, tasavvufî bir perspektifle yeniden yorumlanmıştır. Eserde, gök cisimlerinin hareketleri, kozmik düzen ve insan ruhunun manevi yükselişi arasındaki bağlantılar kapsamlı bir şekilde işlenmiştir.
Bu makalenin konusu olan gökyüzüyle ilişkilendirilen ‘arş, āsmān, çarḫ, felek, eflāk, gerdūn, günbed, kök, semā, sipihr gibi terimler ve bu terimlerden türetilmiş çeşitli tamlamalar eserde sıkça yer almaktadır. Bu kavramların büyük bir kısmı edebî bağlamda metaforik anlamlar taşısa da, dönemin astronomik ve kozmolojik bilgisini sunma açısından da önemli bir işleve sahiptir. Nevâyî’nin bu terimleri, İslam kozmolojisinin bilimsel ve felsefi mirasını estetik bir anlatımla birleştirme amacıyla oluşturduğu gözlemlenmiştir. Örneğin, ‘arş (Allah’ın tahtı) ve ferş (yeryüzü) kavramları, göksel ve dünyevi alanlar arasındaki ilişkiyi ifade ederken; çarḫ (gökyüzü çarkı), evrenin döngüsel yapısını ve kozmik düzenini sembolize etmektedir. Ayrıca, āsmān (gökyüzü) kavramı, göksel yücelik ve ilahi kudret gibi metafizik unsurlara atıfta bulunmaktadır. Gökyüzünün farklı katmanlarına yapılan göndermeler ve gezegenlerin hareketlerinin sembolik anlamları, insan ruhunun manevi yükseliş arayışıyla ilişkilendirilmiştir. Eserde gökyüzü ve yeryüzü arasındaki kozmik bağlar hem Kur’an-ı Kerim kozmolojisinden hem de tasavvufî düşünceden esinlenerek kurgulanmıştır.
Bu bağlamda, Seb‘a-yı Seyyār, yalnızca edebî bir eser olarak değil, aynı zamanda dönemin bilimsel, kozmolojik ve tasavvufî birikimine ışık tutan önemli bir kaynak olarak değerlendirilmelidir. Nevâyî’nin bu eseri, İslam medeniyetinin bilimsel ve kültürel mirasını estetik bir düzlemde ifade etme yetkinliğini göstermekte ve göksel unsurları metafizik bir bağlamda yeniden yorumlayarak okuyucusuna hem bilimsel hem de manevi bir perspektif sunmaktadır. Ayrıca, eserde yer alan astronomi terimleri ve göksel kavramların işlenişi, Nevâyî’nin dönemin astronomi bilgisine vakıf olduğunu açıkça göstermektedir.
Çağatay Türkçesi Seb‘a-yı Seyyâr İslam Astronomisi Astronomi Terimleri Gökyüzü
Tübitak 1001 122K196
Ali Shīr Navā’ī’s Seb‘a-yı Seyyār is a masnavi that, while primarily focused on literary narratives, incorporates terminology and symbolic elements reflecting the astronomical and cosmological knowledge of its era. Written in 1484, this work, though centered on the love stories of Bahrām and the seven beauties, also contains significant concepts and insights related to Islamic astronomy. Navā’ī’s work combines Ptolemy’s geocentric universe model with the Quranic cosmology and reinterprets this synthesis from a Sufi perspective. The text thoroughly examines the connections between celestial movements, the cosmic order, and the spiritual ascension of the human soul.
The subject of this study includes terms associated with the heavens frequently found in work, such as ‘arsh, āsmān, charḫ, falak, aflāk, gardūn, gunbad, kök, semā, sipihr, and various compound phrases derived from these terms. While many of these concepts serve as literary metaphors, they also play a critical role in conveying the astronomical and cosmological knowledge of the period. Navā’ī’s use of these terms demonstrates his intention to merge Islamic cosmology’s scientific and philosophical heritage with an aesthetic narrative. For instance, ‘arsh (the Throne of God) and farsh (the Earth) symbolize the relationship between celestial and terrestrial realms, while charḫ (celestial sphere) represents the cyclical nature and cosmic order of the universe. Additionally, āsmān (the heavens) alludes to celestial grandeur and divine authority. References to the layers of the sky and the symbolic meanings of planetary movements are intricately linked to the spiritual ascent of the human soul. In the work, the cosmic connections between the heavens and the earth are constructed, drawing inspiration from the cosmology of the Qur’an and Sufi thought.
In this context, Seb‘a-yı Seyyâr should be regarded as a literary work and a significant source reflecting its era’s scientific, cosmological, and mystical knowledge. Navā’ī’s work illustrates his remarkable ability to express Islamic civilization's scientific and cultural legacy within an aesthetic framework, offering readers both scientific and spiritual perspectives through the reinterpretation of celestial elements in a metaphysical context. Furthermore, the text's use of astronomical terms and celestial concepts clearly indicates Navā’ī’s profound understanding of the astronomical knowledge of his era.
Chagatai Turkic Seb‘a-yı Seyyār Islamic Astronomy Astronomical Terminology Sky
Tübitak 1001 122K196
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Türk İslam Edebiyatı, Tarihi Kuzey Doğu Türk Dili (Harezm, Kıpçak, Çağatay) |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Proje Numarası | Tübitak 1001 122K196 |
Yayımlanma Tarihi | 1 Haziran 2025 |
Gönderilme Tarihi | 28 Kasım 2024 |
Kabul Tarihi | 5 Mart 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 10 Sayı: 1 |