Bu makale, İbnülemin Mahmut Kemâl İnal’ın Resimli Gazete’de “Cemîl Sâtı” ve “Hüznî” müstear adlarıyla yayımladığı şiirler üzerinden, Edebiyat-ı Cedîde hareketine yönelik eleştirilerini içerik ve biçim açısından çözümlemeyi amaçlamaktadır. Servet-i Fünûn topluluğunun bireyci, biçimci ve Batı merkezli estetik anlayışına karşı, İbnülemin’in geleneksel şiir mirasına yaslanarak geliştirdiği poetik duruş, bu çalışmanın merkezindedir. Makalede, metin merkezli çözümleme yöntemiyle dört şiir (“Zehre-i Şi‘r”, “Takdîr”, “Teberrüd-i Sütûh” ve “Âlâm-ı Şitâ”) biçimsel yapı, tema, dil ve üslup yönlerinden ayrıntılı olarak incelenmektedir. Şiirlerdeki aruz vezni, klasik nazım şekilleri, telmih, hiciv ve parodi gibi unsurlar, Servet-i Fünûn estetiğinin ironik biçimde yeniden üretilerek eleştirilmesine hizmet etmektedir. “Cemîl Sâtı” şiirlerinde zarif ironi, “Hüznî” imzasıyla yazılanlarda ise doğrudan alay ve ideolojik eleştiri ön plandadır. Bu şiirler, hem geleneksel şiir anlayışının modern şiire karşı savunusunu hem de şiirle yürütülen estetik ve kültürel bir muhalefeti yansıtmaktadır. Araştırmanın temel katkısı, İbnülemin’i yalnızca bir biyografi yazarı olarak değil, şiiri estetik ve ideolojik müdahale aracı olarak kullanan aktif bir edebî özne olarak konumlandırmasıdır. Bu bağlamda çalışma, geç Osmanlı şiirinde modernleşme ve gelenek eksenli çatışmaları şiirsel düzlemde görünür kılmaktadır.
Servet-i Fünun Edebiyat-ı Cedîde şiir edebî eleştiri hiciv polemik.
This article examines İbnülemin Mahmut Kemâl İnal’s poetic critiques of the Edebiyat-ı Cedîde (New Literature) movement through poems he published in Resimli Gazete under the pseudonyms “Cemîl Sâtı” and “Hüznî.” The study focuses on İbnülemin’s traditionalist poetic stance, which he constructed in opposition to the individualistic, formalist, and Western-oriented aesthetics of the Servet-i Fünûn circle. Employing a text-based analysis method, the article scrutinizes four poems—Zehre-i Şiʿr (“The Poison of Poetry”), Takdîr (“Appreciation”), Teberrüd-i Sütûh (“The Exposure of Surfaces”), and Âlâm-ı Şitâ (“The Sorrows of Winter”)—in terms of their formal structure, themes, language, and style. These poems employ classical elements such as aruz meter, traditional verse forms, allusions, parody, and satire to produce an ironic and layered critique of the aesthetic principles of Edebiyat-ı Cedîde. While “Cemîl Sâtı” adopts a tone of refined irony, “Hüznî” engages in more direct and ideologically charged ridicule. These texts reflect not only a defense of classical poetry but also an effort to articulate aesthetic and cultural opposition through poetry itself. The article’s key contribution lies in repositioning İbnülemin not merely as a biographer or conservative intellectual, but as an active literary agent who utilized poetry as a medium of critical intervention. Thus, the study reveals the aesthetic fault lines between modernist and traditionalist poetics in late Ottoman literary culture.
Servet-i Fünun Edebiyat-ı Cedîde poetry literary criticism satire polemics.
| Birincil Dil | Türkçe |
|---|---|
| Konular | Türkiye Sahası Yeni Türk Edebiyatı |
| Bölüm | Araştırma Makalesi |
| Yazarlar | |
| Yayımlanma Tarihi | 21 Ekim 2025 |
| Gönderilme Tarihi | 29 Mayıs 2025 |
| Kabul Tarihi | 26 Ağustos 2025 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Sayı: 32 |
Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi Creative Commons Atıf-GayrıTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY-NC-ND 4.0) ile lisanslanmıştır.