This study analyses uncommunicative stage and death in the frame of Eugéne Ionesco’s Amédée or How to Get Rid of It, Thornton Wilder’s Our Town and José Joaquin Gamboa’s An Old Yarn. Although they are all about death in their own ways, “spectacular deaths” are subject to this study in terms of both giving the opportunity to talk about the death for theatre and being the medium of mentioning the death’s closeness to the stage. Scripts of theatre plays are thought-provoking since they are “ready to be staged” on the surface of writing. We could also define such writing as a performance which is not yet on the stage. The difference of stage and writing will not attract much attention when the play script implies theatre itself. On the other hand, play script is more like an ongoing preparation to act. As a peculiar style of writing, play scripts are rather productive sources not only for theatre studies but also for philosophy, specifically studies on philosophy of communication which takes writing as a different way of thinking. The aim of this study is to reveal these plays on the nonstaged space of theatre (writing). From that aspect, written theatre is the most silent text for the reader which is neither an actor nor an audience. Not another text could riddle the reading as the stage play. The stage resembles to death while it is titular. What the writing displays is that this resemblance could only be revealed by a noncommunicative thought.
Stage Death Non-Communication Closet Drama Writing Deleuze Badiou Aristoteles
Bu çalışma, Eugéne Ionesco’nun Amédée ya da Nasıl Başından Atarsın Onu, Thornton Wilder’ın Bizim Şehir ve José Joaquin Gamboa’nın Eski Bir Masal adlı oyunları çerçevesinde sahne ve ölüm iletişimsizliğini inceleyecektir. Her üç oyun, ölüm temasını kendilerine özgü bir biçimde ele alırken bu oyunlardaki “seyirlik ölüm” hem tiyatroya özgü ölüm düşüncesi üzerine söz söyleme imkânı bakımından hem de sahnenin ölüme yakınlığını ifade etmenin birer aracı olmaları nedeniyle bu incelemeye konu olmaktadırlar. Tiyatro metinleri yazı yüzeyinde ‘sahnelenmeye hazır’ oluşlarıyla üzerinde düşünülmeye değerdir. Böylesi bir yazıyı aynı zamanda henüz sahnede mevcut olmayan performans olarak da tanımlayabiliriz. Sahne ve yazı arasındaki fark, tiyatro metni tiyatronun kendisini imlediğinde pek dikkati çekmez. Bununla birlikte tiyatro metni daha çok oynamak için süregiden bir hazırlıktır. Tiyatro metinleri, kendilerine özgü yazı biçemleri olarak yalnızca tiyatro çalışmaları açısından değil; felsefe, özellikle de yazıyı farklı bir düşünme biçimi olarak kavrayan iletişim felsefesi alanındaki çalışmalar açısından oldukça verimli kaynaklardır. Bu çalışmanın amacı, incelenen oyunları, sahnelenmedikleri yerde (yazıda) açığa çıkarmaktır. Bir tiyatro metni henüz sahnelenmemiş olanı neredeyse sahnenin üzerinde oynanıyormuş gibi gösterir. Bu yönüyle yazıdaki tiyatro, onun karşısında ne oyuncu ne de seyirci olan okurun karşılaşabileceği en sessiz metindir. Başka hiçbir metin, okumayı bu kadar boşa çıkaramaz. Sahneye gelince, ismi var kendisi yokken alabildiğine ölüme benzer. Bu benzerliğin ancak iletişim kurmayan bir düşüncede açığa çıkabildiğini göstermekse yalnızca yazıya düşer.
Sahne Ölüm İletişimsizlik Okuma Oyunu Yazı Deleuze Badiou Aristoteles
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Çağdaş Tiyatro Çalışmaları, Çağdaş Felsefe |
Bölüm | İnceleme makalesi |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 18 Aralık 2024 |
Yayımlanma Tarihi | |
Gönderilme Tarihi | 10 Eylül 2024 |
Kabul Tarihi | 1 Kasım 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 64 Sayı: 2 |
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi - dtcfdergisi@ankara.edu.tr
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.