RUS
BİÇİMCİLERİ’NİN İLKELERİ BAĞLAMINDA
YATIK EMİNE HİKÂYESİNDE “EDEBÎLİK”
Öz:
Yirminci
yüzyılın başları, Avrupa’da olduğu gibi Rusya’da da yenilikçi akımların ortaya
çıktığı ve modern sanat anlayışının şekillendiği dönemdir. Yirminci yüzyıl
sanatçıları, sanatı on dokuzuncu yüzyıldaki selefleri gibi toplumdaki ortak
değerlerin dile getirilmesi olarak değerlendirmemişlerdir. Bu sanat
anlayışında, sanatçının dış gerçeklikten kendisini soyutlamasıyla birlikte
sanat nesnesiyle somut gerçeklik arasındaki mesafe giderek açılır. Edebiyat ve
sanat alanındaki bütün bu gelişmeler, eleştiri kurumunu da dönüştürmüş ve onu
değişime uyum sağlamak durumunda bırakmıştır. İşte, Rus Biçimciliği eleştiri
kurumundaki bu dönüşümün modern edebiyattaki uzantısı sayılabilecek bir
eleştiri kuramıdır.
On
dokuzuncu yüzyılda edebiyat incelemesi ve eleştirisi, ya sanatı duyguların dili
olarak ele alıyor ve sanatçıyı merkeze alıyor, ya da “dış dünyayı yansıtıyor”
diyerek edebiyat eserinin açıklanması için tarihe, psikolojiye, sosyolojiye vs.
başvuruyordu. Rus Biçimcileri ise sanat eserini diğer eserlerden ayıran
özelliği, onun dış dünya, sanatçı ya da okurla olan ilişkisinde değil, eserin
kendi düzeninde buluyor ve eserden hareket etmek gerektiğini ileri sürüyorlardı.
Rus
Biçimcileri, kendilerinden önceki eleştiriyi etkileyen yarı-mistik simgeci
eğilimlere karşı çıktılar. Edebî metni, bilimsel bir tutumla eleştirinin
merkezine oturttular Epistemolojilerini, klasik yansıtmacı sanat kuramlarına
karşıt bir temel üzerine inşa eden Rus Biçimcilerine göre, dilin belirli bir
düzenleniş biçimi olarak edebiyatın kendine özgü yasaları, araçları ve yapısı
vardı. Öyleyse eleştirinin görevi, edebiyatı, başka disiplinlere indirgemeden,
edebî metinlerin gerçekte ne şekilde oluştuğuyla ilgilenmek olmalıydı.
Rus
Biçimcileri’ne göre, eleştirinin nesnesi edebiyat değil, “edebîlik”tir. Onlara
göre şiirde “edebîlik”i sağlayan, gündelik standart dilin kurallarının
bozulması ve yeniden düzenlenmesiyle sağlanan “ostranenie” kavramıyla ifade ettikleri “yadırgatma”dır. Hikâye ve
romanda “edebîlik”i sağlayan unsuru da, Türkçede “olay” ve “olay örgüsü” olarak
karşılık verebileceğimiz“syuzhet” ve “fabula” kavramlarıyla açıklarlar.
Bu
makalede, önce teorik olarak Rus Biçimcileri’nin edebî eserde “edebîlik”
kavramı üzerinde durulacaktır. Sonra, Türk edebiyatında Anadolu insanını ve
onun meselelerinin kesintisiz bir şekilde hikâyelere girmesini sağlayan Refik
Halit Karay’ın Memleket Hikâyeleri
kitabındaki “Yatık Emine” hikâyesinde, Rus Biçimcileri’nin kuramlarında ileri
sürdükleri şekilde, “edebîlik”i sağlayan unsurlar incelenecektir.
Anahtar Kelimeler: Edebiyat
Kuramı, Rus Biçimciliği, Edebîlik, Refik Halit Karay, Yatık Emine
“LITERARINESS” IN THE YATIK EMİNE STORY
IN THE CONTEXT OF THE PRINCIPLES OF THE RUSSIAN FORMALISTS
Abstract:
The early twentieth century in Europe as well as in Russia is a period
during which innovative currents emerged and the modern art styles were shaped.
Twentieth century artists did not, as their predecessors in the nineteenth
century, regard art as an expression of the common values in society. In this understanding of art, while the artist detaches
himself from the external reality, the distance between the outer concrete
reality and art objects gradually increase. All these developments in
literature and art transformed also the institution of criticism and has forced
it to adapting to the changes. Russian Formalism, which can be considered as an extension of the transformation of the institution of criticism within the
modern literature, is thus a critical theory.
In the nineteenth century, literary studies and
criticism were dealing with art either as the language of emotions, to the
getting artists center, or explaining the literary work by reference to
history, psychology, sociology etc. in relation to the the saying “literature
reflects the outer world”. Russian formalists do not find the distinctive
feature of the work of art in its relationship with the outside world, the artist
or the readers, but in the particular order of the work and argued for the need
to move directly from the work of art itself.
Russian Formalists opposed to quasi-mystical symbolist trends affecting the
previous understanding of criticism before themeselves. They put the literary
text at the center of criticism with a scientific attitude. According to
Russian Formalists who built their epistemology on a foundation opposing the
conventional reflective theory of art, literature as a particular arrangement
of language has its peculiar laws, tools and forms. So, the task of criticism
should be dealing with how literary texts actually emerge, without reducing
literature to other disciplines.
According to the Russian Formalists, the object
of criticism is not literature, but “literariness”. According to them, the
element enabling the “literariness” in poetry is “defamiliarization”, which
they express by the concept of “ostraneni”
which is achieved by the dissolution of the of rules of the everyday standard
language and by the re-organization of it. They explain the element which enables
the literariness in novels and stories with the concepts “syuzhet” and “fabula”
which practically mean “event” and “plot”.
In this paper, first of all, theoretically it is dwelled on the Russian Formalists’ conception of “literariness” in the literary works. Later, with reference to the theories of the Russian Formalists, the elements of literariness in the “Yatık Emine” (“Leaning Emine”) story of Refik Halit Karay in his book Memleket Hikâyeleri (Hometown Stories) which uninterruptedly enabled the coverage of the Anatolian people and their issues in the Turkish literature, will be examined.
Key Words: Literary Theory, Russian
Formalism, Literariness, Refik Halit Karay, Yatık Emine
Edebiyat Kuramı Rus Biçimciliği Edebilik Refik Halid Karay Yatık Emine
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Edebi Teori |
Bölüm | ARAŞTIRMA MAKALELERİ |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 23 Ekim 2019 |
Gönderilme Tarihi | 15 Ağustos 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 |
DERGİPARK bünyesinde faaliyet gösteren Edebî Eleştiri Dergisi (Journal of Literary Criticism) hakemli ve bilimsel bir dergidir. Dergimiz, hem ulusal ölçekli TR DİZİN'de hem de uluslararası ölçekli MLA'da taranmaktadır.