Yunan
dünyasının polis'lerden oluşan bir
dünya olduğu genellikle dile getirilmektedir. Ancak, Yunanistan'da bazı
bölgelerde geniş çapta merkezîleşme hareketleri daha yavaş biçimde
gerçekleşmişti ve bu bölgelerde ethnos
olarak bilinen yerleşim kümeleri etrafında toplumlar oluşmuştu. Merkezîleşmiş
olan polis ve daha dağınık olan ethnos genellikle ikiye ayrılarak ele alınsalar
da, önemli bir ayırıcı özellikleri ortaktır: Her ikisi de koinon olarak adlandırılan ve çoğunlukla "federal devlet"
olarak nitelenen daha büyük devletlerin üyeleri haline gelmişlerdir. Bu durum,
yaygın biçimde gerçekleşmiştir: Dördüncü yüzyılın sonlarında anakara Yunanistan
ve Peloponnesos'taki polis'lerin
neredeyse yarısı, on bir koinon'un
birine ya da diğerine üye duruma gelmişti. Özerk olmayan veya bağımlı polis konusu, yakın dönemde bilinir hale
gelmişken (Hansen 1997; Hansen ve Nielsen 2004: 87-94); bir polis'in bir koinon'a katılması, konu için farklı bir yaklaşım oluşturmuştur:
Bir koinon'a üye olmak, genellikle
özenle belirlenmiş imtiyazlar ve yükümlülükler gerektirmekteydi ki bunlar,
bağımlı polis ve onun özerk efendisi
arasında bulunması zorunlu olmayan imtiyaz ve yükümlülüklerdi. Bu durum, akla
motivasyon sorusunu getirmektedir, zira koinon'a
katılımlar nadiren zorunluluk sonucu gerçekleşmekteydi (Mackil 2013): Neden polis'ler ve ethnos'lar bu türden oluşumlara girmek istemişlerdi? Bu soruya
verilen standart cevaplardan biri, paylaşılan etnik kökendi.
Yunan
dünyasının polis'lerden oluşan bir
dünya olduğu genellikle dile getirilmektedir. Ancak, Yunanistan'da bazı
bölgelerde geniş çapta merkezîleşme hareketleri daha yavaş biçimde
gerçekleşmişti ve bu bölgelerde ethnos
olarak bilinen yerleşim kümeleri etrafında toplumlar oluşmuştu. Merkezîleşmiş
olan polis ve daha dağınık olan ethnos genellikle ikiye ayrılarak ele alınsalar
da, önemli bir ayırıcı özellikleri ortaktır: Her ikisi de koinon olarak adlandırılan ve çoğunlukla "federal devlet"
olarak nitelenen daha büyük devletlerin üyeleri haline gelmişlerdir. Bu durum,
yaygın biçimde gerçekleşmiştir: Dördüncü yüzyılın sonlarında anakara Yunanistan
ve Peloponnesos'taki polis'lerin
neredeyse yarısı, on bir koinon'un
birine ya da diğerine üye duruma gelmişti. Özerk olmayan veya bağımlı polis konusu, yakın dönemde bilinir hale
gelmişken (Hansen 1997; Hansen ve Nielsen 2004: 87-94); bir polis'in bir koinon'a katılması, konu için farklı bir yaklaşım oluşturmuştur:
Bir koinon'a üye olmak, genellikle
özenle belirlenmiş imtiyazlar ve yükümlülükler gerektirmekteydi ki bunlar,
bağımlı polis ve onun özerk efendisi
arasında bulunması zorunlu olmayan imtiyaz ve yükümlülüklerdi. Bu durum, akla
motivasyon sorusunu getirmektedir, zira koinon'a
katılımlar nadiren zorunluluk sonucu gerçekleşmekteydi (Mackil 2013): Neden polis'ler ve ethnos'lar bu türden oluşumlara girmek istemişlerdi? Bu soruya
verilen standart cevaplardan biri, paylaşılan etnik kökendi.
Bölüm | ÇEVİRİLER |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 19 Temmuz 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 32 Sayı: 1 |