Bu makale, üniversitenin yalnızca bilgi aktaran teknik bir kurum değil; aynı zamanda hakikati arayan, anlam üreten ve insanı bütün yönleriyle geliştirmeyi amaçlayan felsefi bir yapı olduğunu savunmaktadır. Üniversitenin epistemolojik boyutu, bilginin ne olduğu, nasıl üretildiği ve hakikatle ilişkisi üzerine düşünmeyi gerektirirken; ontolojik boyut, bireyin varlıkla kurduğu ilişkiyi ve anlam arayışını ön plana çıkarır. Etik perspektif ise, bilginin hangi değerler temelinde üretildiği ve topluma nasıl bir sorumlulukla sunulduğu sorularına odaklanır. Makale, modern üniversitelerin neoliberal dönüşümle birlikte bu felsefi boyutlardan uzaklaştığını; bilgi üretiminin giderek ekonomik fayda ve performans ölçütlerine indirgenerek anlamdan, erdemden ve hakikatten koptuğunu tartışmaktadır. Bu bağlamda çalışma, üniversitenin yeniden felsefi bir zeminde inşa edilmesini, bilgelik, erdem ve insan-ı kâmil gibi kavramlar temelinde yeniden düşünülmesini önermektedir. İbn Sînâ, Farabî, Gazzâlî ve Mevlânâ gibi düşünürlerin yanı sıra Batı düşüncesinden Heidegger, Jaspers, Derrida ve Kant gibi filozofların görüşleri bağlamında üniversite hem entelektüel hem de ahlaki bir olgunlaşma mekânı olarak ele alınmaktadır. Sonuç olarak, felsefesi olmayan üniversite insanı bütüncül biçimde eğitme misyonundan uzaklaşacak ve anlam krizine sürüklenecektir. Derleme niteliğindeki bu çalışma, nitel araştırma desenlerinden doküman analizi ile hermenötik yorumlama yöntemlerini bir araya getirerek gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın yöntemi, doğası gereği felsefi ve kuramsal olup herhangi bir nicel veri ya da istatistiksel analiz içermemektedir. Kullanılan kaynaklar birincil (klasik felsefi metinler) ve ikincil (çağdaş akademik yayınlar, makaleler ve kuramsal analizler) olmak üzere sınıflandırılmış; bu kaynaklardan elde edilen düşünceler, felsefi içerik çözümlemesi ile değerlendirilmiştir.
This article argues that the university is not merely a technical institution that transmits knowledge; it is also a philosophical structure that seeks truth, produces meaning, and aims to develop the individual in all aspects. The epistemological dimension of the university requires contemplation on what knowledge is, how it is produced, and its relationship with truth; while the ontological dimension highlights the individual's relationship with existence and the quest for meaning. The ethical perspective, on the other hand, focuses on the questions of what values knowledge is produced upon and how it is presented to society with a sense of responsibility. The article discusses how modern universities have distanced themselves from these philosophical dimensions with the neoliberal transformation; it argues that the production of knowledge has increasingly been reduced to economic benefit and performance metrics, losing its meaning, virtue, and truth. In this context, the study proposes that the university be reconstructed on a philosophical foundation, rethought based on concepts such as wisdom, virtue, and the ideal human. In the context of the views of thinkers such as Ibn Sina, Farabi, Ghazali, and Mevlana, as well as philosophers from Western thought like Heidegger, Jaspers, Derrida, and Kant, the university is considered both an intellectual and a moral maturation space. As a result, the university, devoid of philosophy, will drift away from its mission of holistic education and be plunged into a crisis of meaning.
| Birincil Dil | Türkçe |
|---|---|
| Konular | Yükseköğretim Çalışmaları (Diğer) |
| Bölüm | Makaleler |
| Yazarlar | |
| Yayımlanma Tarihi | 6 Kasım 2025 |
| Gönderilme Tarihi | 13 Temmuz 2025 |
| Kabul Tarihi | 27 Eylül 2025 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 16 Sayı: Özel Sayı: Türkiye’de Yükseköğretimin Yeniden Yapılandırılması: Yeniklikler, Sorunlar ve Çözüm Önerileri Kongresi |