Problem Statement
Acquisition of research qualifications are one of the most demanded learning outcomes of education faculties. There is great emphasis on building a research identity by developing the skills of students in education department faculties. However, very few surveys analyze the current situation of university students in the department of Early Childhood Education concerning research qualifications and anxiety level towards research.
Purpose of Study
This paper attempts to reveal the relationship between research qualifications of preschool teacher candidates and their anxiety towards research and whether or not the research qualifications of preschool teacher candidates and their anxiety level differ according to numerous variables.
Methods
A correlational survey model is used. One hundred and eighty teacher candidates were reached during their education as freshmen, sophomores, juniors, and seniors in the department of early childhood education at Mersin University. “The Anxiety towards Research Scale” and “The Research Qualifications Scale” were been implemented. Descriptive statistics, Pearson Correlation Coefficient, and difference of means testswere implemented in order to determine findings.
Findings and Results
This study indicates preschool teacher candidates possess high research qualifications and low levels of anxiety towards research. The results show gender makes no significant difference in their research qualifications and their level of anxiety towards research. When analyzed at class level, preschool teacher candidates in the 4th year of study possessed the highest research qualifications and fairlylow research anxiety. In terms of research anxiety, undergraduates in the 3rd year of study possessed the highest level of anxiety towards research, and 2nd year undergraduates possessed the lowest level of anxiety. Also, individuals who had research experience wereaware of the scientific research process.
Conclusions and Recommendations
It is suggested that instructors of these courses should identify the current knowledge of undergraduates about the class topic and should attempt to correct student misconceptions about research. The scientific research methods course is suggested to be taken in the first year of the early childhood education program. Also, for research experience, undergraduates should be given more opportunities to participate in research environments, spend more time there, have easy access to necessary materials, and be given guidance. Also, undergraduates should be supplied with previous research project samples so they can examine them in detail, which will probably decrease their anxiety and apprehension levels. Lastly, it is a good idea to create a web portal about their own authentic research projects.
Keywords: Research qualifications, anxiety toward researchProblem Durumu
Üniversitelerin araştırma yaparak bilim ve toplumsal gelişmelere katkıda bulunma
işlevine sahip olması nedeniyle üniversitelerin araştırmacı kimliğe sahip bireyler
yetiştirmedeki rolü yadsınamaz. Toy ve Tosunoğlu (2007) toplumun ve bilimin
ilerlemesinde araştırmaların doğru, güvenilir ve hatasız olması gerektiğini
vurgulayarak, güvenilir olmayan çalışmaların bilimin ve insanlığın gelişimini
olumsuz etkileyeceğini vurgulamaktadır. Dolayısıyla bilimin ve teknolojinin
ilerlemesi için doğru ve güvenilir araştırmaların yapılmasına ve bu araştırmaları
yapabilen bireylere ihtiyaç duyulmaktadır. Güvenilir ve doğru araştırmaların
yapılması bireyin sahip olduğu araştırma yeterlilikleriyle ilişkilendirilebilir. Eğitim
sisteminin araştırmacı, bilimsel tutum ve davranışlara sahip bireyler yetiştirme amacı
dikkate alındığında, öğretmenlerin araştırmaya ilişkin olumlu duyuşsal özelliklere
ve araştırma yeterliliklerine sahip olması önem taşımaktadır. Auger ve Wideman
(2000) öğretmenlerin araştırmacı kimlik kazanmalarının ve araştırma yapmaya ilişkin
olumlu tutuma sahip olmalarının önemli olduğunu belirtmektedir. Stenhouse (1975;
1985) öğretmenin öğretimi gerçekleştirme rolünün ötesinde araştırma yapma rolünü
üstlenmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Alan yazın incelendiğinde öğretmenlerin
farklı amaçlar doğrultusunda araştırma etkinlikleri gerçekleştirdikleri
gözlenmektedir. Bu amaçların kendini geliştirme, öğretim süreçlerine katkıda
bulunma (Elliot, 1991) ya da bilgi üretme (Kemmis ve McTaggart, 1992) olduğu
görülmektedir. Ancak Artvinli (2010) öğretmenlerin araştırmanın nesnesi olarak
görüldüğünü belirterek, öğretmenlerin sadece araştırmanın uygulandığı değil,
araştırmayı uygulayan kişi olması gerektiğine değinmektedir. Ancak Küçük (2002)
Türkiye’deki öğretmenlerin sadece araştırmaların veri toplama aşamasında yer
aldığını vurgulamaktadır. Oysaki öğretmenlerden veri toplama aşamasına
katılmanın yanı sıra kendi sınıf ortamlarında küçük çaplı araştırmalar
tasarlayabilmeleri ve uygulayabilmeleri beklenmektedir. Buluş Kırıkkaya, Bozkurt ve
Öztürk (2012) fen ve teknoloji öğretmenlerinin yaklaşık yarısının okullarında yapılan
eğitim araştırmalarından haberdar olduklarını, bir kısmının araştırma sonuçlarını
önemsediklerini ancak çoğunun araştırma sonuçlarından haberdar olamadıklarını
belirtmektedir. Ekiz (2006) ilköğretim öğretmenlerinin çoğunun öğrencilerin daha
kolay öğrenmelerini sağlayabilmek ve öğretim yöntem ve tekniklerini geliştirmek
için araştırma yapmak istediklerini, olanak ve zaman yetersizliğinin öğretmenlerin
araştırma yapmaya yönelmesinde engelleyici rol oynadığını belirtmiştir. Ayrıca çoğu
öğretmenin akademisyenler tarafından yapılan araştırmaların gerçek dünyayla
ilişkili olmadığını düşündükleri görülmüştür. Öğretmenlerin araştırmaya ilişkin olumsuz algılarının, araştırma bilincine sahip bireyler yetiştirilmesini ve
öğretmenlerin araştırma yeterliliklerinin gelişmesini engellediği düşünülebilir.
Saracaloğlu, Varol ve Ercan (2005) araştırma etkinliklerinin gerçekleştirilmesinin
araştırmayı yapacak birey ve kurumların araştırma yeterliklerine ve olumlu
tutumlara sahip olmalarıyla ilişkilendirmektedir. Bu bağlamda öğretmenlerin
araştırma yapmaya istekli olmaları, bilimsel araştırmalar yapabilmeleri, bilimsel
araştırma yaparken bilgi ve iletişim teknolojilerini kullanabilmeleri, veri analiz
edebilmeleri ve analiz sonuçlarını yöneticiler ve diğer eğitimcilerle paylaşabilmeleri
gerektiğine değinilmiştir (MEB, 2008). Saracaloğlu ve diğerleri (2005) de bireye
kazandırılan araştırma bilgi ve becerilerin bireyin araştırma yapabilmesi için yeterli
olmadığını; bireyin bu alana yönelik ilgisinin, sahip olduğu değerlerinin ve bu süreci
kendisi için bir tehdit unsuru olarak görüp görmemesinin bireyin araştırma
yapmasında etkili olduğunu vurgulamaktadır.
Araştırmanın Amacı
Bu çalışmada öğretmen adaylarının araştırma yeterliliklerinin ve araştırmaya ilişkin
kaygı düzeylerinin çeşitli değişkenlere (cinsiyet, sınıf düzeyi, bilimsel araştırma
teknikleri dersi alma durumu ve bilimsel araştırma deneyimi) göre belirlenmesi ve
kaygı düzeyi ile araştırma yeterlilikleri arasındaki ilişkinin saptanması
amaçlanmıştır.
Araştırmanın Yöntemi
Araştırmanın amacı doğrultusunda çalışmada ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır.
Çalışmanın evrenini 2012-2013 öğretim yılında Mersin Üniversitesi Eğitim Fakültesi
Okul Öncesi Öğretmenliği Programında öğrenimine devam eden öğretmen adayları
oluşturmaktadır. Evrenin sınırlı ve kolay ulaşılabilir olması nedeniyle evrenden
örneklem belirleme yöntemi kullanılmamış olup, evrenin tamamına ulaşılması
amaçlanmış ve uygulamanın yapıldığı sürede kurumda bulunan Okul Öncesi
Öğretmenliği Programı 1., 2., 3.ve 4. sınıfta öğrenim gören tüm okul öncesi
öğretmeni adaylarıyla çalışma gerçekleştirilmiştir. Çalışmanın verileri kodlama
aşamasında olup, SPSS 17 programıyla analiz edilmesi sonucunda yapılacak uç değer
analizlerine göre örneklemin sayısı ve araştırmanın değişkenlerine göre örnekleme
ilişkin bilgiler sunulacaktır. Çalışmada Büyüköztürk (1997; 1999) tarafından
geliştirilen “Araştırmaya Yönelik Kaygı Ölçeği” ile “Araştırma Yeterlikleri Ölçeği”
kullanılmıştır. Öğretmen adaylarının araştırma yeterliklerinin ve araştırmaya ilişkin
kaygı düzeylerinin belirlenmesinde betimsel istatistiklerden yararlanılmıştır. Okul
öncesi öğretmeni adaylarının araştırma yeterliliklerinin ve araştırmaya ilişkin kaygı
düzeylerinin cinsiyete, bilimsel araştırma teknikleri dersi alma durumuna ve
bilimsel araştırma deneyimine göre farklılık gösterip göstermediğinin
belirlenmesinde ilişkisiz örneklemler için t-test; sınıf düzeyine göre farklılaşıp
farklılaşmadığının belirlenmesinde tek yönlü varyans analizi gerçekleştirilmiştir.
Öğretmen adaylarının araştırmaya ilişkin kaygı düzeyleri ile araştırma yeterlilikleri
arasındaki ilişkinin saptanmasında Pearson korelasyon katsayısı hesaplanmıştır.
Araştırmanın Bulguları
Çalışmada okul öncesi öğretmeni adaylarının araştırma yeterliliklerine sahip
oldukları ve genel olarak araştırmaya ilişkin kaygı duymadıkları saptanmıştır. Üniversitelerin araştırma işlevine sahip olması nedeniyle üniversitede görev yapan
öğretim elemanlarının araştırmacı kimliğe sahip oldukları ve derslerinde öğrencilerin
araştırma etkinliklerine katılmalarını sağladıkları düşünülmektedir. Bu durumda
yükseköğretim kurumlarında araştırma uygulamalarıyla bireylerin araştırma
becerileri kazandırılmasının kolaylaştığı ileri sürülebilir.
Araştırmanın Sonuçları ve Önerileri
Özellikle günümüzde yaşam boyu öğrenmenin popüler olması araştırmacı ve kendi
öğrenme sorumluluğunu üstlenen bireylerin yetiştirilmesi ihtiyacını doğurmuştur.
Bu ihtiyacın giderilmesinde öğretmen yetiştiren eğitim kurumlarında öğrenim gören
öğretmen adaylarının araştırma yeterliliklerine sahip olması ve öğrencileri için
model olmaları önemlidir. Araştırmanın bulguları dikkate alındığında öğretmen
yetiştiren eğitim kurumlarındaki öğrenme ortamlarında araştırma yeterliklerinin
kazandırıldığı ifade edilebilir. Ayrıca araştırmacı kimliğe sahip öğretim elemanlarını
gözlemleme şansı bulan ve araştırma etkinliklerinde yer alarak bu etkinliklere ilişkin
olumlu duyuşsal özelliklere sahip olan öğretmen adaylarının araştırmaya ilişkin
kaygı duymadıkları düşünülebilir. Araştırmada cinsiyetin öğretmen adaylarının
araştırmaya yönelik kaygı ve araştırma yeterlilikleri düzeyinde farklılaşma yaratan
bir değişken olmadığı saptanmıştır. Ancak sınıf düzeyinin, bilimsel araştırma
teknikleri dersi alma durumunun ve bilimsel araştırma deneyiminin öğretmen
adaylarının kaygı düzeylerinde ve araştırma yeterliliklerinde farklılaşmaya neden
olduğu söylenebilir. Ayrıca araştırmaya yönelik kaygı düzeyi ile araştırma
yeterlilikleri arasında negatif yönde korelasyon bulunmuştur. Bu durumda
araştırmaya ilişkin olumsuz duyuşsal özelliklerin araştırma yeterliliğinin
kazanılmasını etkileyebileceği düşünülmelidir. Araştırma yeterlikleriyle donanık
bireyler yetiştirmek için öncelikle araştırma yeterliklerinin kazanılmasını engelleyen
araştırmaya yönelik kaygı düzeyinin belirlenmesi ve gözlenen yüksek kaygının en
aza indirgenmesi için önlemlerin alınması gereklidir. Ayrıca öğretmen adaylarının
araştırma kaygılarını etkileyen değişkenler belirlenerek yapısal eşitlik
modellemesiyle kaygıya etki eden değişkenler test edilebilir. Böylece bu
değişkenlerin ortadan kaldırılmasına yönelik öğretim elemanlarının görüşlerinin
alındığı nitel çalışmalar yürütülebilir.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Ekim 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 Cilt: 15 Sayı: 60 |