Çağdaş çağda, rasyonel çıkarımların ve bilimsel araştırmaların verileri, bireyler için çok önemli bir bilgi kaynağı haline gelmiştir. Bundan dolayı günümüzde insanlar dogmatik din sunumlarına karşı mesafeli bir tutum sergilerken, rasyonel din sunumlarını daha çok tercih eder olmuştur. Bu süreçte insanlar, zihinlerine düşen her bir soruyu ele almayı ve bu sorulara makul çözümler aramayı belirgin bir yöntem edinmiştir. Rasyonel din algısı kapsamında insanların anlamaya çalıştıkları konulardan biri de ilahi adalettir. Allah’ın adil bir varlık olduğu kabulü, akılları yatıştıracak bir açıklamayla ortaya konulmadığı sürece rasyonel din algısının ikmal ettirilmesi mümkün olmayacak gibi görünmektedir. İnsanların doğum yerleri, ebeveynlerinin onlar üzerindeki etkileri, toplumsal etkenler, toplumun hâkim değer yargıları ve yaşanılan bölge gibi hayati tercihlere etki eden pek çok faktör bulunmaktadır. Bu unsurların, bireysel tercihlerin şekillenmesinde önemli bir rol oynadığı görülmektedir. Ancak hemen her birey için tüm bu faktörler açısından farklılıklar olsa da, Allah’ın bütün insanlardan ortak beklentisi onların uygun şekilde kendisine iman etmeleridir. İmanı doğuran şartlarla ilgili olarak ise, hem çok sayıda imkâna sahip olanlara hem de sınırlı imkânlara sahip olanlara, Allah’a iman etmek sorumluluğu yüklenmiştir. İslam dinini hak din olarak kabul etmeye ve Allah’a iman etmeye yönlendiren koşulların farklılığına rağmen bütün insanlardan benzer bir beklenti içinde olunması, Allah’ın adaleti konusunda şüphe uyandırmaktadır. Bundan dolayı insanın imtihan sürecinde imkân-sorumluluk dengesinin ne şekilde sağlandığının ortaya konulması, rasyonel bir din sunumunda ele alınması gereken bir konudur. Bu çalışmanın hedefi, bu dengenin ne şekilde sağlandığına dair çözüm önerisinde bulunmaktır.
In the contemporary era, data of rational inferences and scientific research has emerged as a pivotal source of information for individuals. Consequently, contemporary society has exhibited a marked preference for a more detached approach to dogmatic religious presentations, opting instead for those that are more rational in nature. In this process, people have adopted a method of finding reasonable solutions for each question that falls into their minds by dealing with it in a rigorous manner. One of the issues that people attempt to comprehend within the framework of a rational perception of religion is that of divine justice. The notion that Allah is a just being appears to be incompatible with the perception of rational religion unless it is identified with a mind-relieving explanation. One of the key criteria in ascertaining God’s justice is the extent to which the phenomenon of the world provides a level of testing ground for human beings that is equitable. A multitude of factors have been identified as contributing to life outcomes, including geographical factors such as birth location, parental influences, societal influences, and prevailing societal values. These elements have been shown to play a significant role in shaping individual life choices and preferences. However, despite the differences in terms of all these factors for almost every individual, it is expected of all humans that they believe in Him accordingly. With regard to the conditions that give rise to faith, it is incumbent upon both those who have numerous opportunities and those who have limited opportunities to believe. The fact that a uniform expectation is placed upon all human beings, despite the heterogeneity of the circumstances that led them to accept Islam as the true religion and to believe in Allah, gives rise to question regarding Allah’s justice. It is imperative to address the issue of how the opportunity-obligation balance is achieved during the “examination of humans” process. The purpose of the present study is to propose a solution to this issue.
Kalam Offer Faith Guidance Responsibility Opportunity Effort
| Birincil Dil | Türkçe |
|---|---|
| Konular | Kelam |
| Bölüm | Makaleler |
| Yazarlar | |
| Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2025 |
| Gönderilme Tarihi | 12 Ekim 2024 |
| Kabul Tarihi | 13 Mayıs 2025 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Sayı: 57 |