Ibn Arabi’s philosophy has been addressed by some scholars as a source of Islamic feminism because of his revolutionary ideas and practices concerning women. In his ontology, he consecrates femininity by putting the feminine Essence (dhât) at the top of his existential hierarchy. Frithjof Schuon, who reads Ibn Arabi’s philosophy very critically, refers to the feminine aspect of God with the concept of “Eternal Feminine”. At the first sight, both thinkers seem to have very egalitarian perspectives in terms of gender relations. However, are their ontologies really pro-feminine? This paper discusses the two Sufis’ understandings of femininity, masculinity, and “God’s femininity” in detail with a critical method. I argue that by adopting the ancient “active man-passive woman” discourse Ibn Arabi and Schuon construct their ontologies on the feminine-masculine dichotomy and establish a hierarchy to the detriment of femininity. In dichotomies they elaborated to explain their metaphysics -such as “active-passive”, “total-part”, “superior-inferior”, and “essence-accident”-, they attribute all the favorable sides to the masculinity while attributing the unfavorable sides to the femininity. Moreover, Ibn Arabi puts men in the place of God in their relation to women while Schuon regards men as the image of God’s totality, not women. Therefore, even though they have some discourses consecrating femininity, their ontologies are quite pro-masculine since they sustain the actual androcentric approach to sex.
Ibn Arabi Frithjof Schuon Sufism God Femininity Eternal Feminine
Kadınlarla ilgili devrimsel fikir ve uygulamaları sebebiyle İbn Arabi’nin felsefesi bazı araştırmacılar tarafından İslamî feminizm için bir kaynak olarak görülmektedir. Nitekim o ontolojisinde, varlık hiyerarşisinin en üst seviyesine dişi olan Zât’ı koyarak dişiliği kutsamaktadır. İbn Arabi’yi eleştirel bir okumaya tabi tutan Frithjof Schuon ise Tanrı’nın dişil yönüne “Ebedi Dişi” kavramı ile işaret etmektedir. İlk bakışta bu iki düşünürün cinsiyet ilişkilerine yaklaşımı eşitlikçi gibi görünmektedir. Fakat onların ontolojileri gerçekten de dişilik lehtarı mıdır? Bu çalışmada iki düşünürün erillik, dişilik ve “Tanrı’nın dişiliği” anlayışları eleştirel bir yöntem ile detaylı bir biçimde tartışılmaktadır. Bu çalışmada İbn Arabi ve Schuon’un, kadim “aktif erkek-pasif kadın” söylemini benimseyerek, ontolojilerini dişil-eril ikiliği üzerine kurduğu ve dişilik aleyhine bir hiyerarşi ürettiği iddia edilmektedir. Metafizik doktrinlerini açıklamak için kullandıkları “aktif-pasif”, “bütün-parça”, üstün-aşağı”, “asıl-ilinek” karşıtlıklarındaki olumlu sıfatları erilliğe atfederken, olumsuz sıfatları dişiliğe atfettikleri görülmektedir. Bununla beraber İbn Arabi erkeği kadınla ilişkisinde Tanrı yerine koymakta, Schuon ise sadece erkeği Tanrı’nın bütünselliğinin sureti olarak görmektedir. Bu nedenle, her ne kadar dişiliği kutsayan söylemleri olsa da mevcut eril-merkezli cinsiyet yaklaşımlarını devam ettirmeleri sebebiyle İbn Arabi ve Schuon’un ontolojileri oldukça eril lehtarıdır.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Felsefe |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 13 Aralık 2022 |
Gönderilme Tarihi | 2 Haziran 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Sayı: 76 |
Felsefe Dünyası Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.