The critical aspect of Foucault's philosophy, which tries to reveal that the relations between subjectivity and truth are not universal and necessary, but contingent and historical, passes through an interrogation of who we are as part of our actuality, in other words, a borderline attitude that he calls "the ontology of the present". In this context, Foucault turns to the analysis of subjective experiences (madness, criminality, sexuality, etc.) that are discursively constructed in order to respond to certain needs at a certain moment in history, and problematizes the experience of one's relationship with oneself and truth depending on these subjective experiences in his post-1980 studies in the field of ethics.
The aim of this article is to draw attention to how Foucault addresses this problematization in the context of the sacrifice of the self in the self-practices of Early Christianity, that is, the separation of the subject of knowledge and the subject of will, versus the construction of the self in Ancient Greek spiritual practices in which the subject aestheticizes his life as a tekhne out of concern for the self, and in this context, knowledge and will overlap. Foucault's analysis will also enable us to grasp how the idea of the ontology of the present permeates the ethical context.
Foucault self-concern subjectivity and truth knowledge and will Ancient Greece art of living
Öznellik ve hakikat arasındaki ilişkilerin evrensel ve zorunlu değil olumsal ve tarihsel olduğunu ortaya koymaya çalışan Foucault felsefesinin eleştirel yanı, güncelliğimizin parçası olarak kim olduğumuza ilişkin bir sorgulamadan bir başka deyişle “şimdinin ontolojisi” adını verdiği sınır bir tutumdan geçmektedir. Bu bağlamda tarihin belirli bir anında belirli ihtiyaçlara cevap veremek adına söylemsel olarak olarak kurulan öznel deneyimlerin (delilik, suça eğilimlilik, cinsellik vb.) analizine yönelen Foucault, 1980 sonrası etik alandaki çalışmalarında bu öznel deneyimlere bağlı olarak kişinin kendisi ve hakikat ile kurduğu ilişki deneyimini sorunsallaştırır.
Bu makalenin amacı, Foucault’nun bu sorunsallaştırmayı Erken Hıristiyanlığın kendilik pratiklerinde kendiliğin kurban edilmesi, yani bilgi ve irade öznesinin ayrışımı karşısında Antik Yunan ruhani pratiklerinde öznenin kendilik kaygısıyla yaşamını bir tekhne olarak estetize ettiği ve bu bağlamda da bilgi ve iradenin örtüştüğü kendilik inşası bağlamında nasıl ele aldığına dikkat çekebilmektir. Foucault’nun bu analizi aynı zamanda şimdinin ontolojisi fikrinin etik bağlama nasıl sirayet ettiğini kavramamızı sağlayabilecektir.
Foucault kendilik kaygısı öznellik ve hakikat bilgi ve irade Antik Yunan yaşama sanatı
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Etik |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 27 Kasım 2023 |
Gönderilme Tarihi | 26 Eylül 2023 |
Kabul Tarihi | 20 Ekim 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Sayı: 36 |
Dergimiz 2024 yılından itibaren ikisi olağan biri dosya konulu özel sayı olmak üzere 3 sayı olarak, Mayıs (olağan sayı) Eylül (özel sayı) ve Aralık (olağan sayı) aylarında yayınlanacaktır.
2024 yılı özel sayımız ve Aralık ayındaki olağan sayımız için makale kabulü tamamlanmıştır.
Özel sayılarımızda yalnızca dosya kapsamında yer alan makalelere yer verilecektir. Makalenizi gönderirken hangi sayıda değerlendirilmesini istediğinizi bir notla bildirmeniz karışıklıkları önleyecektir.
İlginiz için teşekkür ederiz.