Bu makalede, ilk olarak çeşitli ideolojilerden etkilenerek dünya siyasetine şekil veren toplumsal hareketler kısaca ele alınacak ve ardından 1960’lı yıllarda gündeme gelen ideolojinin sonu tezine değinilecektir. Bu teoriye göre, 1960’lı yıllara gelindiğinde ana akım ideolojiler özellikle ekonomi politikası söz konusu olduğunda birbirine benzer bir tutum sergilemiştir. İdeolojik kimlikler Türkiye’de ise ekonomiden ziyade dış politikayla alakalı olarak ortak bir paydada buluşmuştur. Siyasi akımlar özelikle II. Dünya Savaşı sonrasında Türk dış politikasında ortak hareket etmeye başlamış ve bu durum, Türkiye gibi dönemin azgelişmiş ülkeleri için ideolojinin sonu tezinin öngördüğü süreçten oldukça farklı bir sonuç doğurmuştur. Bu nedenle dünya siyasetine ve teorik literatüre dair yapılan girişten sonra Türkiye örneği üzerinde durularak milliyetçilik, İslamcılık ve batıcılık gibi kimliklerin Türk dış politikasında ne derece etkili olduğu tartışılacaktır. Yapılan bu analiz, dış politika yapım sürecinin çıkar temelli realist bir bakış açısının yanı sıra devlet çıkarını ve aklını belirleyen kimlik ve değerlerin bir arada bulunabilmesi açısından liberal ve inşacı yaklaşımlar bağlamında da ele alınabileceğini göstererek Türk dış politikasına çoğulcu bir teorik perspektif sunacaktır.
Türk dış politikası kimlik milliyetçilik İslamcılık batıcılık
Türk dış politikası kimlik milliyetçilik İslamcılık batıcılık
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Uluslararası İlişkiler |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 11 Aralık 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 |
Gazi Akademik Bakış Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.