Ülkemizde olduğu gibi dünyanın diğer ülkelerinde de terör ve terörizm konuları gündemdedir. Siyasal, dini veya ekonomik hedefler gözeterek mevcut yerel yönetime, hükümetlere ya da sivil halka karşı şiddet kullanımı, temel hak ve özgürlükleri kısıtlama eylemleri olarak tanımlayabileceğimiz terörün sinsi bir boyutu da son zamanlarda adını sıkça işittiğimiz biyoterörizmdir. Mikroorganizmalar ya da toksinlerinin, tüm canlılarda ölümlere sebebiyet vermek, panik oluşturmak, hastalık meydana getirmek gibi amaçlarla kişi veya gruplarca kullanılmasına biyoterörizm denilmektedir. Kitle imha silahları arasında nükleer, radyolojik ve kimyasal silahlarla birlikte yer alan biyolojik silahlar, içerdiği hastalık yapma ve hızla yayılma yetisine sahip mikroorganizmalarla büyük tehlikeler oluşturma potansiyeline sahiptir. Ayrıca kolay üretilebilmeleri, hızlı yayılabilmeleri, geniş alanlara dağılabilmeleri, taşıma kolaylığı, küçük maliyetlerle çok miktarda elde edilebilmeleri, iz bırakmamaları, dayanıklılıkları biyolojik silahların sahip olduğu diğer avantajlar olarak sıralanabilir. Öne çıkan tüm bu özellikleriyle biyolojik silahlar; finansal sorunlarını çözme konusunda zorlanmayan, ulusal-uluslar arası iletişim ve ulaşım ağlarını rahatlıkla kullanabilen terör çevrelerinin ilgisini çekmektedir. Bu çalışmada, hepimiz için büyük bir tehdit olan biyoterörizm irdelenerek sağlık açısından ele alınmış, biyoterörizme karşı ortak bir duruş sergilenmesinin önemi vurgulanmıştır.
Bölüm | Makaleler |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 27 Haziran 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 Cilt: 19 Sayı: 2 |