The communicative language teaching (CLT) paradigm emphasizes that main aim of language learning is to communicate through interaction in the target language. In that sense, it is extremely significant to point out that the function of language is to express ourselves and to understand other people in real life communication. In the same vein, many different definitions of the term emotional intelligence all put stress on the necessity of understanding both other people’s feelings and our own feelings. For that reason, emotional intelligence may be regarded as a crucial skill to have a better communication in foreign language. Additionally, it is claimed that high level of emotional intelligence may play a remarkable role to increase the students’ English language achievement. Hence, the aim of this study was to investigate whether there was a relationship between emotional intelligence of English as a foreign language (EFL) learners and their foreign language achievement. The participants of the study were 7th grade students attending a public secondary school in Samsun. 94 students were participated in the study voluntarily. The BarOn EQ-i:YV, developed by Bar-On & Parker (2000) was used to determine the students’ emotional intelligences. In order to prevent misunderstanding, translated version of the BarOn EQ-i:YV by Köksal (2007) was used to gather necessary data in the present study. The students’ grade point averages in spring term of English language course were regarded as the indicators of their academic achievement in foreign language. Pearson correlation coefficient was used in order to analyze the relationship between the students’ emotional intelligences and their English achievement. The result of the study indicated a strong positive correlation between students’ emotional intelligence and language achievement.
Foreign language EFL multiple intelligence emotional intelligence language achievement
İletişimsel dil öğretim yaklaşımına göre dil öğreniminin asıl amacı o dilde etkileşim yoluyla iletişim kurmaktır. Bu anlamda, dilin işlevi kendimizi anlatmak ve diğer insanları da anlamak şeklinde ifade edilebilir. Aynı şekilde, duygusal zekâ’nın yapılan tüm tanımları da hem kendi hem de diğer insanların duygularını anlamanın gerekliliğine ve önemine vurgu yapmaktadır. Bu anlamda, duygusal zekâ yabancı bir dilde daha iyi bir iletişim kurabilmek için de gerekli son derece önemli bir beceri olarak nitelendirilebilir. Ayrıca, yüksek düzeyde duygusal zekâ’nın yabancı dil başarısını artırmada önemli bir rol oynadığı da öne sürülmektedir. Bu nedenle, bu araştırma İngilizceyi yabancı dil olarak öğrenmekte olan ortaokul öğrencilerinin duygusal zekâları ile yabancı dil başarıları arasındaki ilişkiyi incelemeyi amaçlamaktadır. Nicel araştırma yöntemlerinden ilişkisel tarama modeli’nin kullanıldığı bu çalışma bir devlet ortaokulunda 7. sınıfta öğrenim görmekte olan 94 öğrencinin katılımıyla yürütülmüştür. Öğrencilerin duygusal zekâ düzeylerini belirlemek amacıyla Bar-On ve Parker (2000) tarafından geliştirilen Duygusal Zekâ Ölçeği Çocuk ve Ergen Envanteri’nin Köksal (2007) tarafından Türkçeye uyarlanmış hali kullanılmıştır. Ayrıca, öğrencilerin İngilizce dersi bahar yarıyılı başarı puanları, yabancı dildeki başarılarının göstergesi olarak kabul edilmiştir. Bu iki değişken arasındaki ilişkiyi analiz etmek için Pearson Korelasyon katsayısı kullanılmıştır. Araştırmadan elde edilen sonuca göre, öğrencilerin duygusal zekâ düzeyleri ile yabancı dildeki başarıları arasında pozitif yönde yüksek ve anlamlı bir ilişki bulunmaktadır.
Yabancı dil yabancı dil olarak İngilizce çoklu zekâ duygusal zekâ dil başarısı
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Dil Çalışmaları (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 5 Sayı: 2 |