The diversity of rural areas in human, social, economic and ecological values is important for the sustainability of the settlement ecosystem. There is a consensus that the multi-component structure of rural areas cannot be determined by one-dimensional criteria such as population density, agriculture or natural resources and that the past/present policies are insufficient. After the discussion on the limitations of the definitions on the concepts of urban and rural and univariate classifications in the literature, a new approach on the classification of rural areas in Turkey was proposed. The nation’s contextual realities and the current data infrastructure were decisive in the variable and methodology selection. The present study aimed to classify the provincial rural areas in Turkey based on selected socio-demographic, economic and physical environment variables. The study was conducted on NUTS-3 level and the dataset was obtained from Turkey Statistical Institute and CORINE land cover data and K-means clustering, a non-hierarchical clustering method, was used. As a result of the spatial evaluations carried out at the provincial-subregional-regional level in the study, which are discussed under three main headings, it is seen that the sharpness of definition between the east and the west felt in the country has been broken over time.
Kırsallığın beşeri, sosyal, ekonomik ve ekolojik değerler yönünden çeşitliliği yerleşme ekosisteminin sürdürülebilirliği açısından önemlidir. Kırsallığın bu çok bileşenli yapısının; nüfus yoğunluğu, tarım veya doğal kaynaklar gibi tek boyutlu kriterler ile belirlenemeyeceği ve politika üretme konusunda yetersiz kalınacağı/kalındığı konusunda uzlaşı söz konusudur. Kırsallığa ilişkin yazında yer alan gerek kentsel/kırsal tanımının belirsizliği, gerekse tek değişkenli sınıflamaların yarattığı sınırlılıkların tartışılması sonrasında Türkiye ölçeğinde kırsallığın sınıflandırılmasına ilişkin bir yaklaşım öngörülmüştür. Ülkenin bağlamsal gerçekleri ve var olan veri altyapısı, değişkenlerin seçimi ve yöntem konusunda belirleyici olmuştur. Kent ve kırsal bölgelerin bütünleşik olarak yeniden değerlendirilmesini öngören bugünün mekânsal gelişim politikaları açısından yerleşmelerin sosyodemografik, ekonomik ve fiziksel bağlamlar gibi çok yönlü ve çoklu değişkenli süreçler ile ele alınması önemlidir. Çalışma ile Türkiye illeri kırsallığının seçilmiş sosyo-demografik, ekonomik ve fiziksel çevre değişkenleri yardımıyla sınıflandırılması amaçlanmıştır. NUTS-3 düzeyinde yapılan çalışmanın veri seti Türkiye İstatistik Kurumu ve CORİNE arazi örtüsü verilerinden elde edilmiş olup; yöntem olarak hiyerarşik olmayan kümeleme yöntemlerinden K-ortalamalar kullanılmıştır. Üç başlıkta ele alınan çalışmada il-altbölge-bölge düzeyinde yapılan mekânsal değerlendirmeler sonucunda 2006 yılından bugüne ülkede hissedilen doğu-batı arasındaki keskinliğin zaman içerisinde kırıldığı, bölgelerin ya da alt bölgelerin daha heterojen yapıya ulaştıkları görülmektedir. Anahtar
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 3 Nisan 2020 |
Gönderilme Tarihi | 10 Mart 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Sayı: 40 |