Albert Einstein’s theories of special relativity (1905) and general
relativity (1916) generated world-wide interest during and after 1920s. These
theories drew the attention of Turkish scholars as well. The present article aims
to study the interest in relativity theories in Turkey during the period 1920-
1930 based on publications issued by Mehmet Refik Fenmen (1882-1951) and
Kerim Erim (1894-1952). It also aims to find out how these theories were
received and to define the underlying factors.
The Turkish mathematician Kerim Erim’s lecture dated 1920 was
influential in introducing Einstein’s relativity within the circle of engineers and
architects. As far as we could find out, the first publication on the subject was
made by the electrical engineer Mehmed Refik Fenmen. His booklet called
Aynştayn Nazariyesi, Zaman, Mekan ve Kütle Mefhumlarının Tebdili (The
Theory of Einstein and the change in the concepts of time, space and mass)
came out in 1922. An enlarged edition followed in 1924. Four short essays by
Kerim Erim were published a few years later in a popular science magazine
Fen Alemi (1925-1926). These essays were not directly related with the theory
but they helped introduce its theoretical background. Moreover, Kerim Erim
visited Albert Einstein in 1930 in Berlin and they conversed on various
scientific issues such as causality-probability discussions, Schrödinger’s wave
mechanics, Einstein’s recent studies, and mathematics in general. These two
Turkish scholars contributed to render the fundamentals of Einstein’s theories
into Turkish and thus paved the way for further studies.
Albert Einstein (1879-1955), özel görelilik teorisinin esaslarını ilk defa
1905 yılında Annalen der Physik adlı dergide yayınladığı “Zur Elektrodynamik
bewegter Körper” (Hareket eden cisimlerin elektrodinamiği üzerine) başlıklı
makalesiyle1
açıklamıştır. Genel görelilik teorisini ise, on yılı aşkın süren
çalışmalarının neticesinde, yine aynı dergide “Grundlagen der allgemeinen
Relativitätstheorie” (Genel Görelilik Teorisinin Esasları) adıyla yayınlanmıştır. 2
Teori, başlangıçta, yalnızca bilim adamlarından oluşan sınırlı bir çevrede
tartışılmakta iken, 1919 yılı güneş tutulması sırasında, genel görelilik teorisinin
üç öngörüsünden biri olan “ışığın büyük bir kütle çekim alanından geçerken
büküleceği” varsayımını destekleyen gözlemsel verilerin elde edilmesi, teorinin
dünya çapında tanınmasına sebep olmuştur. Bilim çevrelerini aşarak, toplumun
da ilgisini kazanan teorinin, çeşitli ülkelere nasıl girdiği, bu ülkelerin bilim
çevrelerince nasıl karşılandığı, benimsenip benimsenmediği, çokça araştırılan
bir konu olmuştur. Ancak görelilik teorisinin Türkiye’ye girişi üzerine bilindiği
kadarıyla daha önce çalışılmamıştır. Bu makalede, 1920 ile 1930 yılları
arasında, görelilik teorisinin Türkiye’de tanınmasına ve tartışılmasına öncülük
eden bilim adamlarından Kerim Erim’in (1894-1952) ve Mehmet Refik
Fenmen’in (1882-1951) çalışmaları incelenecektir.3
Teori üzerine yazıları
bulunan Hüsnü Hamid Sayman’ın (1890-1975) çalışmaları, ikinci bir makalede
ele alınacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Haziran 2003 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2003 Cilt: 4 Sayı: 2 |