Amerika Birleşik Devletleri’nde, Cumhuriyetçi ve Demokrat Parti adayları arasında dört yılda bir gerçekleşen Başkanlık seçimleri, sadece ülkede değil, tüm dünyada takip edilen önemli bir siyasal süreçtir. Bu çalışmanın temel çıkış noktası iki parti arasındaki örgütsel ve ideolojik farklılıkların, ABD Başkanlık münazaralarında adayların söylem biçiminin inşasında etkili olduğu savıdır. Bu bağlamda bu çalışmada, Amerika Birleşik Devletleri’nde, 22 Ekim 2020 tarihinde gerçekleşen, son başkanlık münazarasında tartışılan Covid-19 salgını, ulusal güvenlik, ekonomi, göç, ırk ve iklim değişikliği konularında adayların konuşmaları, siyasal iletişim alanında gerçekleştirilen söylem analizi çalışmalarında genellikle kullanan bir model olan Fairclough’un tanımlama, yorumlama ve sosyal analiz boyutlarından oluşan eleştirel söylem çözümlemesi modeli bağlamında incelenmiştir. Metinsel analiz sonucunda, iki adayın, konuşmalarında kullandıkları kelimeler ve cümlelerin kendi politika ve seçim vaatlerini geçerli kılma amaçlı olumlu, rakibini eleştirme amaçlı olumsuz bir yapıda olduğu saptanmıştır. Yorumlayıcı analiz sonucunda, Biden’ın genellikle dramatik öyküler kurgulayarak derinlik oluşturma; Trump’ın genelde düşman tasarımları oluşturarak yüklemleme ve kendi politikalarını çeşitli gerekçelerle meşrulaştırarak uslamlama stratejisi uyguladığı tespit edilmiştir. Sosyal analiz sonucunda ise, münazarada iki adayın söylem biçiminin inşasında toplumsal yapı, tarihsel olaylar ve güncel siyasetin etkisi olmakla birlikte, adayların bağlı olduğu partilerin ideolojik ve örgütsel farklılıklarının söylemin sosyo-kültürel arka planının inşasında belirleyici olduğu saptanmıştır.
Siyasal İletişim ABD Başkanlık Münazaraları Söylem Eleştirel Söylem Çözümlemesi ABD Başkanlık Seçimleri
Presidential elections, which take place every four years between Republican and Democratic Party candidates in the United States of America, are an important political process followed not only in the country but also all over the world. The starting point of this study is the argument that the organizational and ideological differences between the two parties are effective in the construction of the candidates' discourse in the US Presidential debates. In this context, the Covid-19 epidemic, national security, economy, immigration, race and climate change topics which were discussed in the last presidential debate in the United States of America on October 22, 2020 were analyzed due to Fairclough’s critical discourse analysis model which consists of definition, interpretation and social analysis dimensions as a generally used model in discourse analysis studies in the field of political communication. As a result of the textual analysis, it was determined that the words and sentences used by the two candidates in their speech had a positive structure to validate their policy and election promises, and a negative structure to criticize their opponents. In the interpretive analysis, it is found out that Biden has used Perspectivation strategy by constructing dramatic stories; Trump has used predication strategy by creating enemy designs and argumentation strategy by legitimizing his own policies. In the social analysis, although the social structure, historical events and current politics have an impact on the construction of the discourse of the two candidates in the debate; It has been determined that the ideological and organizational differences of the parties of candidates are decisive in the construction of the socio-cultural background of the discourse.
Political Communication US Presidential Debates Discourse Critical Discourse Analysis USA Presidental Elections
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İletişim ve Medya Çalışmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Nisan 2022 |
Gönderilme Tarihi | 25 Temmuz 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 |