İnsan; akıllı, düşünen, konuşan, özgür ve sorumlu bir varlıktır. İnsan-günah ilişkisi özellikle ilâhî dinleri ilgilendiren bir konudur. İnsan-günah ilişkisini özgürlük ve kaderden hareketle açıklayan Tillich’e göre insan özgür bir varlıktır. Hatta insan, özgürlüğe sahip olduğu için insandır. Ancak insanın özgürlüğü sonlu bir özgürlüktür. Çünkü insandaki özgürlük ve kader birbirini sınırlandırmaktadır. Bu durum insanda özgürlük ve kaderin birbirinden ayrılması imkânsız bir şekilde birleştiğini göstermektedir. Kader, insanın özgürlüğünün temelini teşkil ederken, insanın özgürlüğü ise kaderini şekillendirmeye iştirak eder. Aslî varlıkta uyum hâlinde olan özgürlük ve kader arasındaki gerilim sonlu özgürlüğün kendi bilincine vardığı ve fiilî hâle gelmeye çalıştığı anda ortaya çıkar. Böylece özgürlük kendisini ait olduğu kaderden ayırır ve keyfîliğe dönüşür. Sonuçta insan kaderini kaybeder. Kaderin kaybı, özgürlüğün kaybını da içerir. Tillich, günah kavramını Tanrı, evren ve insan ilişkisi bağlamında ele alarak din ile insan varoluşunun derinlikleri arasında bağ kurmaya çalışmıştır. Bunun yanı sıra o, günahın hem kişisel özgürlük hem de evrensel kader sorunu olduğunu ileri sürerek insanın günahkârlığını ontolojik bir kader olarak kabul etmiştir. Bu makalede yirminci yüzyılın en önemli varoluşçu filozoflarından olan Paul Tillich’in insan-günah ilişkisi hakkındaki görüşleri incelenecektir.
Human is an intelligent, thinking, speaking, free and responsible being. The relationship between human and sin is an issue that particularly concerns divine religions. According to Tillich, who explains the relationship between human and sin in terms of freedom and destiny, human is a being that has freedom. In fact, human is human because he has freedom. But human freedom is a finite freedom. Because freedom and destiny in human limit each other. This situation shows that freedom and destiny are inseparably united in human. While destiny forms the basis of human freedom, human freedom participates in shaping his destiny. The tension between freedom and destiny, which are in harmony in essential being, arises at the moment when finite freedom becomes self-conscious and tries to become actualized. Thus, freedom separates itself from the destiny to which it belongs and turns into arbitrariness. In the end human loses his destiny. The loss of destiny involves the loss of freedom. Tillich tried to establish a connection between religion and the depths of human existence by considering the concept of sin in the context of the relationship between God, the universe and human. In addition, he recognized human sinfulness as an ontological destiny, arguing that sin is both a matter of personal freedom and universal destiny. In this article, the views of Paul Tillich, one of the most important existentialist philosophers of the twentieth century, on the human-sin relationship will be examined.
Philosophy of Religion Paul Tillich God Human Destiny Sin Freedom
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Felsefesi |
Bölüm | MAKALELER |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 30 Aralık 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 3 Ocak 2025 |
Gönderilme Tarihi | 3 Ekim 2024 |
Kabul Tarihi | 22 Ekim 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 12 Sayı: 23 |