İnsanlık tarihindeki en etkili ve önemli kırılmalardan biri felsefenin Antik Yunan’daki başlangıcında gerçekleşmiştir. Binlerce yıl öteden bakıldığında Yunan filozoflarının iki dönemi birbirinden ayıran noktada durduğunu görmemek imkânsız gibidir. Pre-Sokratik filozoflar ile birlikte Yunan dünyasında başlayan “düşünsel devrim”in temel nedeni, gerçeği anlamaya ve açıklamaya yönelik yeni bir tavır alınmasıdır. Bu tavır geleneksel olarak kabul edilegelmiş olan mit ve din kaynaklı açıklamaların yerine rasyonel açıklamalar getirme çabası olarak özetlenebilir. Dolayısıyla ortaya çıkan yeniliği ve gerçekleşen değişimi anlamak için karşıtlığın iki tarafına da bakmak gerekmektedir. Bu nedenle mitos ve logos kavramları ile ne kastedildiğini, bu kavramların hangi açılardan farklılaştığını, nasıl bir evren tahayyülü ortaya koyduklarını ve aralarındaki etkileşimi incelemek Antik Yunan felsefesinin ruhuna ilişkin daha derin bir kavrayışa ulaşmamıza yardımcı olacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 25 Mart 2020 |
Gönderilme Tarihi | 9 Mart 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 19 Sayı: 1 |
e-ISSN: 2645-8950