Günümüzde, Arap alfabesiyle yazılan Türkçe metinlerin genellikle transkripsiyonlu (Latin alfabesinde) olarak yazılması konusunda herkes hemfikirdir. Son yirmi yıldır Osmanlının 16. yüzyılı üzerine bir eğilim başlamıştır.1 Bu dönemde transkripsiyon problemleri ile alakalı olarak “Niçin transkripsiyon yapılmalı?2” diye soran bazı bilim adamları ortaya çıkmıştır. Ama cevap bana göre transkripsiyonun lehindedir, çünkü Sir Gerard Clauson’ın da dediği gibi, “editörün görevi çeşitli problemlere çözümler bulmak ve sorumluluğu okuyucuya yüklememektir.”3 Latin alfabesine uygun Türkçe metinlerin transkripsiyon problemleri uzun zaman tartışılmıştır.4 Sadece güncel konuşmaya mahsus transkripsiyon analizlerine uygun tekniklerin planlanması5 değil aynı zamanda Arap harflerinin transliterasyonu6 ile ilgili de çok fazla teklif göz önünde bulundurulmuştur.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Mart 2013 |
Gönderilme Tarihi | 21 Temmuz 2014 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2013 Sayı: 18 |