İbn Acîbe (öl. 1224/1809), Fas’ta 18. asrın ikinci yarısı ile 19. asrın başlarında Tıtvân şehri yakınındaki Encera köyünde yaşamıştır. Zâhirî tahsilini tamamladıktan sonra tasavvufî eğitimini Şâziliye/Derkâviyye’nin ikinci önemli şahsiyeti olan Muhammed el-Bûzîdî’nin (öl. 1229/1814) elinde gerçekleştirmiştir. Eserleri ve fikirleriyle etkisi, genel olarak İslam coğrafyasında ama özellikle Kuzey Afrika tasavvufunda hissedilmiştir. Bu makale İbn Acîbe’nin tasavvufî eğitim yöntemlerinden semâ‘a bakışını genel hatlarıyla incelemeyi hedeflemektedir. Buna bağlı olarak semâ‘ meclisinde uygulanan raks ve mûsikî meselesine dikkati çekmektedir. İbn Acîbe, insanların farklı tabiatlara sahip olduklarını bu sebeple tasavvufî terbiyede Hakk’a vasıl olma konusunda sâliklerin en uygun yöntemle terbiye edilmesi gerektiğini belirtmektedir. İbn Acîbe’nin düşüncesinde tasavvufi eğitim yöntemlerinden biri de semâ‘dır. İbn Acîbe, semâ‘ı sûfiler için genel olarak onları eğitmede, etkilemede ve hali elde etmede başvurulması gereken önemli bir yöntem olduğunu savunmaktadır. Semâ‘, insanların iyi veya kötü hâlini süratle ortaya çıkardığını, kalbi Rabbiyle birlikte olanı, süratle ilâhî huzura; kalbi, nefsânî hazzı ve hevasıyla birlikte olanı da hazlarına ve arzularına doğru hareket ettirdiğini düşünmektedir. İbn Acîbe, semâ‘ı, işâri yönden kalbî zikir aşaması ve ona hazırlayıcı olarak görmektedir. Semâ‘ meclisinde yapılan raksa ve kullanılan çalgı aletlere dair İbn Acîbe, insanların içinde bulunduğu manevî duruma göre hüküm verileceğini düşünmektedir.
the second half of the 18th century and the beginning of the 19th century in Morocco. After completing his apparent education, he carried out his sufi education in the hands of Muhammad al-Buzīdī (d. 1229/1814), the second important figure of the Şhâdhiliyya/Dargᾱwiyya. Through his works and ideas, his influence was felt in general Islamic geography, but especially in North African sufism. This article aims to examine in general terms Ibn Ajıba's view of samᾱ‘, one of the sufi education methods. Accordingly, attention is drawn to the issue of dance and mystical music applied in the samᾱ' assembly. Ibn ˈAjība, states that people have different natures, and therefore, devotees should be trained in the most appropriate way in order to reach God in mystical education. One of the mystical education methods in Ibn ˈAjība's thought is samᾱ‘. Ibn ˈAjība argues that samᾱ‘ is an important method that should be used for sufis in educating, influencing and developing their states (hâl) in general. Samᾱ‘ means that people quickly reveal their good or bad states and those whose heart is with their Lord, quickly reach the divine presence; He thinks that those whose hearts are filled with an attitude of inner pleasure and desire toward his own pleasures and desires. Ibn ˈAjība sees the samᾱ‘ as a stage of remembrance (dhikr) with the heart and a preparation for it from the ishari aspect. He thinks that judgment will be made about the dance and instruments used in the samᾱ' assembly, according to the spiritual situation of the people.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 20 Aralık 2022 |
Kabul Tarihi | 7 Aralık 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 |
Kocaeli İlahiyat Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Kocaeli Journal of Theology is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International Licence.