Thomas Nagel’ın artık bir klasik haline gelmiş olan “Yarasa Olmak Nasıl Bir Şeydir?” (1974) başlıklı makalesinin belki de en önemli etkisi olarak, tabi ki bu dönemdeki benzer sezgilerle hareket eden diğer felsefecilerin de katkılarıyla, bilinç sorununu tekrar ana gündem maddesi haline getirmesi gösterilebilir. Fakat Nagel’ın herhangi bir organizmanın bilinçli bir deneyime sahip olmasını o organizma olmak gibi bir şeyin mevcudiyetine sıkı sıkıya bağladığı meşhur tanımı özgün bir tanım değildir; çünkü bu fikir daha önce Farrell (1950) ve Sprigge (1971) tarafından dile getirilmiştir. Bu makalede, ilk önce Farrell’ın deneyimin niteliklerini reddetme nedenini açıklamaya çalışacağım. İkinci bölümde ise, Sprigge’in düşüncelerini, özellikle bilinç ve ereksel nedenler arasındaki içsel bağı, ana hatlarıyla sunmaya çalışacağım. Böylece, literatürde adları sadece arada sırada dipnotlarda veya kaynak bölümlerinde geçen bu düşünürlerin görüşlerine geniş yer vererek çağdaş zihin felsefesi tarihindeki bir eksikliği kısmen gidermeyi amaçlıyorum. Sonuç bölümünde ise, Farrell, Sprigge ve Nagel’ın görüşlerini karşılaştırarak Nagel’ın (1974) makalesinin, diğer orijinal yanlarının dışında, özellikle hangi noktada çok önemli ve özgün bir tespitte bulunduğunu açıklayacağım.
Perhaps the most important effect of Thomas Nagel’s widely known classic paper “What is it like to be a bat?” (1974), of course along with the contributions from other philosophers sharing similar intuitions with that of Nagel at that time, might be the fact that it helps bringing back the problem of consciousness as a central topic of discussion. That being said, Nagel’s famous definition, according to which having a conscious experience for any organism is strictly tied to the presence of something it is like to be that organism, is not an original one; because this idea had been spelled out by Farrell (1950) and Sprigge (1971). In this essay, first I will try to explain Farrell’s reason for refusing features of experience. In the second section, I will try to present the outlines of Sprigge’s thoughts, especially the very intrinsic connection between consciousness and final causes. By giving enough room for the views of these two thinkers, whose names are only occasionally mentioned in footnotes or bibliographies, I aim to partially fill in the gap in the history of contemporary philosophy of mind. In the conclusion, I will compare and contrast the views of Farrell, Sprigge and Nagel, and point out especially where Nagel’s essay (1974) presents, besides other original aspects, a very important and original remark.
Farrell Sprigge Consciousness Privileged Observer Final Cause
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Ekim 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Sayı: 2 |