Bu çalışma 1970’li yıllarla birlikte hâkim ekonomi politikadaki değişiminin yaşandığı dönemlerde, planlama ve ekoloji alanında yayınlanan iki farklı akademik çalışmanın kavramları üzerine kurulmuştur. İlki Holling’in (1973) direnç (resilience) ile ilgili çalışması ve ikincisi ise Rittel ve Webber’in (1973) kötü huylu sorunlar (wicked problems) üzerine çalışmalarıdır. Kötü huylu sorunlar, doğası gereği belirsiz, karmaşık ve zamansal ve mekânsal ölçekte yayılma özelliğine sahiptir. Kentlerin dirençli olmasının önündeki sınırlılıklardan öne çıkanlar yine belirsizlik, ekolojik sistemle ilişkili olarak karmaşıklık ve zamansal ve mekânsal ölçekte yayılmadır. Bunun yanı sıra her iki alan için de çözüm çabalarında birçok paydaşı içermesi gerekliliği söz konusudur. Bu çalışma, benzer sınırlılıklara sahip her iki alanın önündeki sınırlılıkların aşılması için ortak çözüm mücadelesi geliştirilebilir mi? sorusunun cevabını aramak üzerine kuruludur. Her iki alan içinde benzer sorunların/sınırlılıkların mevcudiyetinin ve bunların nasıl yönetilebileceğinin daha iyi anlaşılması sınırlı yanıtları olan kötü huylu sorunları yönetmede ve dolayısıyla kentlerin daha dirençli hale gelmesinde uyarlanabilir/uyumlanabilir yönetişimi ön plana çıkarmaktadır.
Kötü huylu sorun uyumlanabilir/uyarlanabilir yönetişim kentsel dirençlilik
The study is based on the concepts of two different academic studies in the field of planning and ecology during the period of change in economy politics in 1970s. The first is Holling’s (1973) work on resilience and the second is Rittel and Webber’s (1973) work on the wicked problem. Wicked problems are inherently uncertain, complex and can spread across temporal and spatial scales. The limitations that cities face in the way to becoming resilient are again uncertainty, complexity in relation to socio-ecological systems and spread on temporal and spatial scale. In addition, it is necessary to include many stakeholders in the solution efforts for both areas. This study is based on answer to the question of “Can a common solution strategy be developed so that both areas with similar limitations can progress?” In this context, adaptive governance is becoming more important and efficient in dealing with and managing wicked problems with limited answers and thus making cities more resilient.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2021 |
Gönderilme Tarihi | 2 Ağustos 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 |