The phenomenon of migration is a case that has existed since the first Turks in particular and has even been the subject of epics. While migration can be considered as an individual movement of people among different geographies, it can also occur at a mass level, notably in cases of war, drought or other natural events.
When the history of Turkish culture is examined from the Asian steppes to today’s Yuruk-Turkmen groups, it is understood that the Turks bristle between the highland and winter quarters at certain intervals. While they were on the move, they contend both livestock and agriculture. This movement was entitled with various names, but while Yoruk/Turkmen groups express themselves with terms such as “konargöçer” “göçerkonar” and “göçer”, researchers who approach the subject conceptually tried to designate Turkish type migration activities with the term “nomad”. Are these terms efficacious for meeting Turkish-type migration activities? When the related Turkish Dictionary, Compilation Dictionary and Scanning Dictionary and Old Turkish, Middle Turkish and Anatolian Turkish period studies are examined, the terms “göçer, göçer evli/evlü, göçer oba, göçgün, göçkün, göçgüncü, göçküncü, göçmel” are specially used besides “göçmen" which means those who settle in another country.
In the texts of the Uyghurs period, mainly in the Köktürk letter Taryat (Terhin) inscription, it is essential to look at how the various forms of the word, which was first used as “konar göçerim”, were formed over time, within the rules of language. In our study, the historical processes, etymological origins, conceptual and semantic dimensions of migration-centred words will be probed into and the similar and divergent places of all words in Turkish cultural history will be mentioned.
Göç olgusu özellikle ilk Türklerden beri var olan hatta destanlara konu olmuş bir olgudur. Göç insanın farklı coğrafyalar arasında bireysel yer değiştirme hareketi olarak görülebileceği gibi, özellikle savaş, kuraklık veya başka doğa olaylarının baskın olması durumlarında kitlesel düzeyde de gerçekleşebilmektedir.
Asya bozkırlarından günümüz Yürük-Türkmen gruplarına gelinceye kadar Türk kültür tarihi incelendiği zaman Türklerin yaylak ve kışlaklar arasında belli döngülerle hareket halinde oldukları görülür. Bu hareket halindeyken hem hayvancılıkla uğraşmışlar hem de tarım yapmışlardır. Bu hareket çeşitli adlarla karşılanmış ama özellikle Yörük/Türkmen gruplar kendilerini konargöçer, göçerkonar, göçer gibi terimlerle ifade ederken konuya kavramsal açıdan yaklaşan araştırmacılar Türk tipi göç faaliyetlerini özellikle göçebe terimiyle karşılamaya çalışmışlardır. Bu terimler acaba Türk tipi göç faaliyetlerini karşılamada yeterli terimler midir? Konuyla ilgili Türkçe Sözlük, Derleme Sözlüğü ve Tarama Sözlüğü ile Eski Türkçe, Orta Türkçe ve Anadolu Türkçesi dönemi çalışmaları incelendiği zaman, “göçer, göçer evli/evlü, göçer oba, göçgün, göçkün, göçgüncü, göçküncü, göçmel” terimleri ile özellikle bir ülkeden başka bir ülkeye yerleşenleri karşılayan “göçmen” sözcüğü de karşımıza çıkar.
Uygurlar dönemi metinlerinde özellikle Köktürk harfli Taryat (Terhin) yazıtında ilk olarak “konar göçerim” şeklinde geçen sözcüğün zamanla farklı şekilleri nasıl oluşmuştur, bunlara dil kuralları içinde bakmak lazım. Çalışmamızda göç merkezli oluşan sözcüklerin tarihsel süreçlerine, etimolojik kökenlerine, kavramsal ve anlamsal boyutlarına bakılacak ve Türk kültür tarihi içinde tüm sözcüklerin benzerleşen ve ayrılaşan yerlerine değinilecektir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Dil Çalışmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 18 Sayı: 3 |
KSÜ Sosyal Bilimler Dergisi ULAKBİM-TR Dizin tarafından dizinlenen hakemli ve bilimsel bir dergidir.